Detaylar yakında...
Sorma bana kimim, yol ver gideyim
Müptela olursun, yakar kül gibi
Mart kedisiyim ben gözün seveyim
Ne oldum delisi bir çocuk gibi
İnsan kuş misali, ha var ha yoktur
Bilmem ki kaç zamandır içine girdim Latin çemberinin
Ömrü ve vadesi doldu danstan ayrı geçen günlerimin
Küba bize gelin oldu sosyal dansı her gün daha çok sevdikçe
Mambo, Bolero, Rumba, Salsa, her gün daha öğrendikçe.
Kizomba heyecan verir dünya hep tek düzeli kalınca
Abiler erkekler için, ablalar ise kızlar için uzunca bir dönem yetkili olarak bilinen kişilerdir. Genelde ortaya çıktıktan sonra sıyrılabilmek maharet ister; ense köküne çöreklenen ve vebalıymışçasına oradan oraya kaçadurduğun tiplerdir. Çay saati olarak bilinen o yarım saatte düşünce yaymaya çalışıp, hayır göremeyeceklerini anladıklarında da elini eteğini senin üzerinden çeken tiplerdir. Ortak ve bildiğim bazı yönlerinden yola çıkarak fikirlerimi paylaşmak istedim. İçlerinde düzgün olanları da muhakkak olmuştur ama bana denk gelenleri üzerinden yürüyelim. Eksik, gedik, yanlış bilgi var ise düzeltilmeye açıktır.
Genel sesleniş biçimleri 'mübarek' kelimesi üzerindendir. Hiç arayıp sormamandan o kadar dem vurur ki artık istemesen de en gereksiz zamanlarda arayıp aradan çıkarmak istersin.
Cuma akşamları pilavlı muhabbetler vazgeçilmezdir ve muhakkak feyizli abi/abla gelip faideli bilgiler aktaracaktır. Ne planın varsa ısrarla iptal etmen istenir.
Acıların en tepesine ismimizi yazdık
Yüreğimizde derine işkenceler kazıdık
Enginde karamsarlığı acıyla sentez yaptık
Laf olsun diye acının şiirini yazmadık.
Zevkin içinde bile ısrarla acı aradık
Bazı zamanların hatrına susar insan;
El altından laf sokulur cumhuriyetime
Her yanı şiş şiş arka koltuklar,
Yeni taşınıla sözcük mahalleleri,
Sesine aşina bir kirpi, sinekkaydı,
Her ayın bir haftası resmi gazetede.
Yaralı kalbe başka bedenler basıp
Mikroplardan geberip gitmeyi planlıyor
Yoksun, yoksul Akbaba.
Kopamıyor Ceylan’dan,
Aç kalmamak kötü bir alışkanlık.
Ceylan’ın ise bir kibrit,
Yıllarca evlilere atar-gider
Tek tabanca onca zaman sürer gider
Bir gün annesiyle pazara gider
Elinde poşetler söylenir gider
Önünde edalı bir güzel gider
Yüzünü görmek için peşinden gider
Ali; masanın eksi dokuz soğuk tarafı.
Sarhoş aşktan, bocalıyor ikidir.
Bana gizlerini teker teker söyle,
Ardından otuz el artçı darbelerin.
Ne de güzeldi Mayıs'ta onüç rakamı,
Düşün ki bir Allah var
Kendini O'ndan bilmişsin
Yaratmış, yaşatmış, geri almış.
Düşün ki kul Artem var
Niyetini bilmişsin, iyi etmişsin
Ağladığımı bile anlayamıyorsunuz oysa
Figana karışan feryadım size çok uzak
Sokağından yalnız Tanrı ve meleklerinin geçtiği
Ücra ötesi kentimin
Kenar mahallelerinin birinde tek göz evde
Sizleri hayal ediyorum;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!