Çok özlüyorum, elimde hüzünlerim...
Çığlıklar atıyorum, hiçkimse duymuyor
Ben de duymuyorum sayın hoş çakal,
Ama duyduğum zamanlar da olmuyor değil
Uzaklardan biryerlerden geliyor sanki üzerime vuran fırtına
Derken ağır ağır ölüyorum
Kalbimi size kaptırdığıma göre, şimdi "siz" benim sırdaşım oldunuz. Siz ne derseniz deyin, ben bu gözlerden vazgeçmeyeceğim ve şuracıkta oturup birşeyler içeceğiz. Derken artık siz "sen" olacaksınız. Sen-ben olacağız. Sonrasını sonra konuşuruz.
Korktum, korkmadım değil
Ama yine de şiir yazdım.
Sustum, susmadım değil
Ama yine de ağladım.
Today it's a new morning
I got up thinking of you
Beautiful things that we have done together
You are everything for me
Your place is beside me
Yüreğim pıhtı,
Aslında hiç inatçı değilim
Çok güldüm, çok ağladım
Hiçbir konuda ısrar etmedim
Yeltenir çoğu bağnaz kişi,
Benim olan benimdir der,
'İpek mendil dane dane' türküsünü, ebediyetteki babamı andırdığı için, sıkça, onun sevdiği birşeyleri bilhassa sevebilmek adına dinlerim. 18 yıl geçmesine rağmen, ona dair hatırlayabildiğim tüm anılar beni sarhoş eder. Alaturka insanı uyuşturur diyorlar... Hangi ruh sarhoş bir uyuşmaya karşı durabilir ki?
Koftiden denizinin afilli şekli
Sorsan, iyi niyetinden ötürü hep haklı
Sidikli İstadbul, manyak karı!
Dokunacaksan kızanıma, avradıma
Naşla burdan be ya!
Anamızdan emdiğimiz sütse derdin
Belgesel Efendi Türbesi'nde
Akşam oluyor
Yıldırımların gölgesi
İnsanların üzerine bugün Japonca düşüyor.
Yorganlar ve türlü anneler kaçışırlar
Algida kutusundaki sarmanla
Komşunun facesinde eklisin
Bilal'e anlatır gibi anlattığımı anlamayı
İtibarlı olmak sayıyorsun,
Ne tür bir yakıtla çalışıyorsun?
Hiçbir zaman dönüşü olmayan tutkusuyla
Habersizce gelmiş uzak kentlerin sönük farları
Nakış gibi işlenmiş büsbütün masmavi duvarları
Uçsuz bucaksız, evli-bekar en girintili koyları
Kızkulesi'ne iki bedenli dört bacak sahibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!