Kalemim kırıldı,
Halen kadına benzerken
Üstelik.
Öyle böyle benzeme değil
En aşiftesi olmuş memleketin.
Yine de
Güneşi avuçluyor ellerin, altın bilekli
Demirden kaplanmış kalbine
Vurulan hançerler işlemez olmuş
Köhneliğinden, insanlığa karşı.
Tarlatan gibi sert,
Pamuk gibi yumuşak bir şey kalbindeki
Utanmadan kar yağıyor,
Antep'ten arsız olmasın.
Aklımda az kaldılı öldürmeyen Tanrı.
Ya şiir, ya sen,
Işığın bittiği yerde bir Çin
Kışın hazırlığı, yazın çilesi
Kapkara gözleri, bir insan giyin
Her delik bir yuva, minnet dediğin.
Orkestrası güçlü bir latin dansı
Her figüründe erenlerdensin.
Sadece yaşamak - çok kolay değil.
Basit, derin ve yoğun değil ve belki de
Sabredememek en zor olanı.
Ama sen istersen, olması kolay.
Basit ol nolur, zor olsa bile.
Önce yaren ol cananıma üç vakte kadar
Ardından azad et beni.
Baktın ki yine seviştiğin yerdeyim,
Sarma, durma, hırpala.
Sonra tüm zamanların sultanı ol
Fakat bizim bir köprümüz olacak
Sessiz sedasız gidişin ardından.
Cemal Süreya duvarında,
Nazım Hikmet kıyısında,
Kimselerin nerede olduğunu bilmediği
Kimi Zağnos Paşa,
Karanlıktan ilk korktuğum gece
Bu gece değil elbet,
Sadece, böyle bir gecede
Korktuğum olmuştur aşktan ilk defa.
Mumları gecenin sırtına sürmek
Kolay iş olmadı aşk adına
Ağaç üzüm verirken
Karıncanın pasaportunu istedi.
Değindi, göğün bedelince mağlup darıya.
Ağaç, bir odası eşyalı kiralık ev.
Dalgalı hata mavisi,
Gazanfer Özvan'ın silüetinde sürrealken
Bir nehri akmaya başladık.
Buğulu camlardan izliyoruz
Göreceli biçimini sevdanın.
Kırılmış bir yürek,
Kırık cam parçalarına
Faraş yeter diyoruz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!