Bir meleksin, adın Narin
Yaran bende ayrı derin.
Dere boyu sular serin.
Sen küçüksün sıkı bürün.
Tepelerde tavşan gezer.
Nefis esir aldıktan sonra
Sen dünyaya daldıktan sonra
Kul hakkıyla öldükten sonra
Geçen onca yıl neye yarar?
Benim deme mülke kendince
Oğul, oğul, ey oğul! Demiş Edebâli
Nasıl da görmüş Osman’da ki her bir hâli
Biz de öğütleyelim kalmasın vebali
Evlatlarımız olsun bir edep timsali
Cehalet dünyanın derdi okumalısın.
Doğrulukla dürüstlük beş para etmez
Tamahkâra dağları da versen yetmez
Kör nefis ağızlara hakkı söyletmez
Ağu saçar kemiksiz dil, yılan olmuş
Gönüllerin biri biniyle eğlenir
Oturup palamudun gölgesinde
Cıvıl cıvıl kuş sesleri içinde
Huzur buldum yeşillik denizinde
Ruhumu dinlendiren ormanlarda
Bir yanda ahlar, bir yanda kederim
Gayrı engin bozkırlarda
Yağız atlar koşmaz oldu
Ses verirdi koca ırmak
Gürüldemez coşmaz oldu
Soldu gitti o gür çayır
Bizler ki aciz gönülleriz
Zalim nefsini yenemeyen
Günahla yüklü gemileriz
Fırtınaları hiç dinmeyen
Sana sığınırız Ya Rabbim
Vatan dedi mi bir vatan daha çıkardı ağzından
Koştu geldi cephesine, Anadolu’nun bağrından
Bir yanda ana ve yar, bir yanda vatan yok çaresi
Mehmet’im bayrak olmuş geliyor şehitler tepesi
Türkün yazısıdır, düşman olmuş dünya ta ezelden
Şehrin geceleri ürpertiyor beni
Havada rüzgârla sarmaş dolaş
Ağır bir karbonmonoksit kokusu
Sızlatırken burnumun direğini,
Arka sokaklardan gelen çığlık sesleri
Alıp götürüyor tüm benliğimi.
Öz yurtlardan ayrı kaldık
Eza cefa çeker olduk
Gül gibi sararıp solduk
Canlar bize ne oluyor
Nefsine sor, aynaya sor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!