Kaldırıp başı şöyle bir bakın
Zulüm durmadan ederken akın
Kindarlık yanlış demeyin sakın
Zalimlere kin güdesim gelir
Uykuda insan, ne etsen aymaz
Bakarım bu güne, bir de düne
Edep, hayâ gider günden güne
Susup rezilliğin her haline
İnsanlık gider son menziline
Deve olmuş karıncanın dengi
Yağız atlar şahlansın
Gökbörüler oynansın
Vur kopuzun teline
Sevda arşa dayansın
Gök pusatlar bilensin
Aşkınla yaktın beni nar oldun
Gönlüme girdin, bana yar oldun
Sende mi yandın, ahu zar oldun
Gönül sultanım canı cananım
Bekârlık, yalnızlık zordur dedim
Vatan, millet diyerek nara atan
Çıkarını davasına yeğ tutan
Zalimle bir olup mazluma çatan
Nice kurt kılığında it gördüm ben
Ortalığı karıştırıp toz duman
Zalimler galebe çalar
Çakallar kurdu parçalar
İstemem köşkler, sırçalar
Hüma kuşum götür beni
Kaf dağından aşır beni
Kendi hâlime yanarım zannetme beni.
Ben sana yanarım, hırsın sarmış bedeni.
Güya akıl verir; ölüm var dersin, ölüm.
Ölüm var da, sen neden böylesin be gülüm?
Yırtıcı gibi koşup oraya buraya.
Gayrı çeksen derim eli eteği
Öteleri düşünüp giryan olup
Zehirdir buranın balı peteği
Bir geldik bir gideriz, üryan olup
Katlayıp da biri, bine
Şu dünyaya küstün yine
Şükret hele sen haline
Mahzun olma deli gönül
Üzülme kar, boran diye
Sıcak bir Temmuz günü gelmiştin
Bizlere dünyaları vermiştin
Evimizin neşesi olmuştun
Kara yağız oğlum, ilk göz ağrım
Kolum kanadım, dalım budağım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!