Gürz-i girân-ı zulmünü ey kanlı nâsiye;
Eyvân-ı zer-cidârına as ziynetin diye!
Al kanlı bir kefenle donat hayme-gâhını,
Canlarla yak meşâil-i mâtem-penâhını!
Makberlerin hufeyre-i muzlim-dehanları,
Dendân-ı gayz u kahra şebîh üstühanları
Üç yüz milyon sahîfelik, bir
Mecmûa demekse müslümanlar;
Şîrâze-i ictimâ’ı dindir.
Yok râbıta başka, varsa din var.
«Bayram! » diye ey kucaklaşan halk,
İnsanları hangi kayd bağlar?
Şu fânî zindegâniyle hayât-ı câvidânînin,
Telâkî-gâhıdır makber denen son menzil-i ârâm.
Hayat ölmekle bitmiş olsa bir şey anlaşılmazdı,
Evet, bir ömr-i sânî var: Değil hilkat abes mâdâm.
Sen ey gâfil beşer, âlemde bir te’mîn-i istikbâl
Edeydim, der çekersin ihtiyârî bir yığın âlâm.
«Bir kere de azmettin mi, artık Allah’a dayan...»
— «Allâh’a dayanmak mı? Asırlarca dayandık!
Düştükse bu hüsrâna, onun nârına yandık!
Yetmez mi çocukluktaki efsâneye hürmet?
Hâlâ mı reşîd olmadı, hâlâ mı bu ümmet?
«Gözüm ki kana boyandı, şarâbı neyleyeyim?
Şarâbı neyleyeyim?
Ciğer ki odlara yandı, kebâbı neyleyeyim?
Kebâbı neyleyeyim?
Ne yâre yaradı cismim, ne bana, bilmem hiç!
İlâhî ben bu bir avuç türâbı neyleyeyim?
Kardeşim Fuad Şemsî’ye
HOCAZÂDE Merhum Hoca Tâhir Efendi’nin oğlu.
KÖSE İMAM Merhum Hoca Tâhir Efendi’nin şâkirdlerinden.
ÂSIM Köse İmam’ın oğlu.
EMİN Hocazâde’nin oğlu.
Binbaşı Ömer Lûtfi Bey kardeşimize
«Biraz da kahveye çıksak...» demişti arkadaşım.
O doğru söylemiş amma ben eğri anlamışım:
Mahalle kahvesi nerden de geçti zihnimden?
Bakılsa geçmemeliymiş... Bilir miyim onu ben?
Derler ki: Ümeyye’den Hişâm’ın
Devrinde, yakınlarında Şâm’ın,
Üç yıl ekin olmamış kuraktan.
Can kaydına düşmüş artık urban.
Her hayme mezâr olup kapanmış:
Altında beş on kadîd uzanmış.
Konduğu her gusn-i ter minberidir bülbülün,
Zemzeme addettiğin hutbesi, faslu’l-hitâb
.Reng-i hakîkat nedir, fark eden ebsâr için,
Goncada matvî duran her varak ümmü’l-kitâb.
Bakma kabristânın ancak sâha-i medhûşuna,
Dur da bir müddet kulak ver nâle-i hâmûşuna!
Kalbi hiç benzer mi bak sîmâ-yı heybet-pûşuna?
Kim ki dalmıştır hayâtın seyl-i cûşâ-cûşuna,
Can atar, bir gün gelir, yorgun düşüp âgûşuna!
ALLAH gani gani rahmet eylesin.
Üstadım senin gibi edebiyatçı bir daha zor gelir. Sen bu milleti irşad etmeye çalıştıysan da biz senin kıymetini bilemedik. Bugün saçma sapan yazanlar,edebiyatçı diye geçinenler lüks villalarda otururken, sen fakir bir hayat sürdün. Eserleriyle hep bu milleti diriltmeye çalıştın. Mekanın Cennet Ols ...
Umar mıydın ki: ma'betler, ibâdetler yetîm olsun?
Ezanlar arkasından ağlasın bir nesl-i me’yûsun?
Umar mıydın: cemâat bekleyip durdukça minberler,
Dikilmiş dört direk görsün, serilmiş bir yığın mermer?
Umar mıydın: tavanlar yerde yatsın rahneden bîtâp?
Eşiklerden yosun ...