Beni rahmetle anarsın ya, işitsen, bir gün,
Şu sağır kubbede, haib, sesimin dindiğini?
Bu heyulaya da bir kerrecik olsun bak ki,
Ebediyyen duyayım kabrime nur indiğini.
Hilvan, 10 Teşrînisânî 1347 (10 Kasım 1931)
Muslumanlik sizi gayet siki, gayet saglam,
Baglamak lazim iken, anlamadim, anliyamam,
Ayrilik hissi nasil girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmiyyeti seytan mi sokan zihninize?
Sabah iskambil atar kahvede, aksam domina...
..........
Koylunun bir seyi yok, sihhati, ahlaki bitik;
Bak o sirtindaki mintan bile tiftik tiftik.
Umidin her zaman haib, nasibin daima nekbet;
Hayatin gecti husranlarla ey gun gormeyen millet!
Ne devletsiz basin varmis, ne mel'un tali'in, hayret!
Muebbed bir hayat ummus da icmistin.. Fakat seyret:
Nasil zehr oldu birden diktigin sahba-yi hurriyet!
O yeşil toprağın ey yüzler ağartan Karesi,
Şimdi binlerce şehîdin kanayan makberesi.
Sana hasret kalan evlâdın için dünyâda
Varsa kahrolmadan ârâm edecek yer neresi?
Hani gökkubbenin altında görülmüş mü eşin?
Dağların bağ, hele vâdîlerin altın deresi!
Bana sor sevgili kâri’, sana ben söyleyeyim,
Ne hüviyyette şu karşında duran eş’ârım:
Bir yığın söz ki, samîmiyyeti ancak hüneri;
Ne tasannu’ bilirim, çünkü, ne san’atkârım.
Şi’r için “gözyaşı” derler; onu bilmem, yalnız,
Aczimin giryesidir bence bütün âsârım!
Yâ Rab ne hatîbdir ki makber:
İnsanlara en derin meâli,
Bir vahy-i bülend kudretiyle,
Telkîn ediyor lisân-ı hâli!
Ondan da alınmıyorsa ibret,
Yok bir daha almak ihtimâli!
Beden hazzeyler amma rûh zevk almaz atâletten:
Çalışmak sonra dinlenmektir ancak kârı dünyânın.
Eğer eğlence iş olmaz da iş eğlence olmuşsa,
Güzâr etmiş demektir zevk içinde ömrü insânın.
21 Mart 1905
Nasılsa ismini duymuş ki bendegânından,
Hüsâm Efendi’yi aldırmak istemiş Sultan.
İrâdeler geledursun, o, i’tizâr ederek,
Saray civârına yaklaşmamış, değil gitmek.
Bu izz ü nâz üzerinden epey zaman geçmiş;
Günün birinde, Beşiktaş taraflarında bir iş,
Üç beyinsiz kafanın derdine, üç milyon halk
Bak nasıl doğranıyor? Kalk, baba, kabrinden kalk!
Diriler koşmadı imdâdına, sen bâri yetiş...
Arnavutluk yanıyor... Hem bu sefer pek müdhiş!
ALLAH gani gani rahmet eylesin.
Üstadım senin gibi edebiyatçı bir daha zor gelir. Sen bu milleti irşad etmeye çalıştıysan da biz senin kıymetini bilemedik. Bugün saçma sapan yazanlar,edebiyatçı diye geçinenler lüks villalarda otururken, sen fakir bir hayat sürdün. Eserleriyle hep bu milleti diriltmeye çalıştın. Mekanın Cennet Ols ...
Umar mıydın ki: ma'betler, ibâdetler yetîm olsun?
Ezanlar arkasından ağlasın bir nesl-i me’yûsun?
Umar mıydın: cemâat bekleyip durdukça minberler,
Dikilmiş dört direk görsün, serilmiş bir yığın mermer?
Umar mıydın: tavanlar yerde yatsın rahneden bîtâp?
Eşiklerden yosun ...