-sevgililer günü ve doğum günü dolayısıyla, çok özel birine...-
bir monarosa ölmeli ki
taze kan bulmalı aşk
ve yırtılmalı rûhumun gökyüzü
çığlığım korkutmalı seni
en onulmaz aşkları, aşk adına /sadece/ biriktirdim yüreğimde.
fark etmeden geçen yılları,
karşıladım alnımda dik çizgilerle.
yürüdüm şafaklar boyu uzanan zifîr gözlerinde.
penceremden havalanan en son kuşları,
son bilmememdi tutunmam,
- gülgün çiçeğine -
sana biriktirdiklerim
gözyaşından çok
ve gözlerinden az
yok olmakta yüreğim
~Pervane'nin ateşe atılma öncesi~
Gelmesen de, hiç gelmesen de, yüzünü uzak tutma benden... Işığım, gözlerinde kaldi; silinip gidiyorum karanlıklarda... Gelmesen de, hiç gelmesen de, vazgeçme kalbinde seni ozleyen birini bilmekten. Adın, bir hançer gibi saplı çünkü benim duygularıma.
Gelmesen de, hiç gelmesen de, düşlerim ol sar içimi. Gelmesen de hiç gelmesen de bir ümit olsun, bir teselli edici sözün olsun, hayatımın herhangi bir anında bana dönecek gibi. Gelmesen de, hiç gelmesen de, duy sesimi ve sadece sesimi... Elimde bu kırmızı gülleri, uçuracağım nefesimle ki ömrün olsun. Her dilediğin gerçek; her gerçegin benim (de) dileğim olsun.
Kaybolup giderken ümitlerim birer birer
Ben miyim daha yalnız çöle düşen bir kum mu?
Neden böyle yanışım hasretinle derbeder,
Dudağın mı kordan; yoksa yanan rûhum mu
1999
Git bahâr, henüz ağlatmadan,
Kalma buralarda ne olursun git!
Eski bir yarayı kanatmadan,
Git bahâr, kendi yoluna git!
Git bahâr, henüz vakit varken,
rüzgâra ben anlattım saçlarını
tarar gibi saçlarını
esmesi hep ondan
nehirlere ben fısıldadım adını
çarpıp kendi kaderleriyle
adın bir mezcûpkâr ağıttır dudaklarımda.
rûhum bir deli at; çıldırmanın son noktasında.
her yanım sana uzak ve her yanım sana cehennem;
çileyle doğurdu beni annem,
sen açarken gözlerini gül tasında.
~gülgün çiçeği'ne~
Kaç mevsim oldu biliyor musun; değmeyeli gözlerin gözlerime? ! Ne bahâr /oysa/ ne kış oldu. Sende kaldım, sende kaldım hep öylece...
Kirlendim... Açamadım yüzlerini, hicâba tutulmuş güllerin. Oysa bende hâlâ ne istekler var! ! Ne arzular o küçücük parmaklarına dâir... Parmakların... Kanıyordu gördüm.. Son kez öpmek istedim; çünkü üşümeyeceklerdi! Ama kirliydim; açmak istemedim yüzünü. Hiç, hiç...
Ayrıldık seninle bu kutsâl yerde,
Belki rastlarım diye gelirim bazen.
Suçunu anlayıp dönersin diye,
Elimde güllerle beklerim bazen.
Işte şu şarkı: 'AŞKIMIN YEMİNİ! '
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!