Durmadan bizi sırtında taşırsın
Kolun kanadın yıpranır aşınırsın
Hiç şikâyet etmez, çok sabırlısın
Yine de kadir kıymetin bilinmez yollar
Demek vefa bitmiş ki, kıymeti sormazlar
‘’Allah kimseyi ana yapmasın,
Dayanılmıyor...dayanılmıyor,
Birde hayırsız çıkmışsa evlat,
Elde avuçta bir şey koymuyor,
Veriyon…Veriyon, doymuyor,
İstersen sen, açlıktan öl….....!
Dul olsun,
Bekar olsun,
Hiç fark etmez
Bekarsa, yaşı kaç?
Memursa, maaşı kaç?
Yeyip, içip gezmeyi,
Şimşek çaktı, gök gürledi,
Yağmur yağdı, sel geldi
Setler yıkıldı, evler çöktü,
Ağaçlar dibinden söküldü
Araçlar toptan sürüklendi,
Hayat bir anda felç oldu
derdimle hem-hal ol dedim olamadı
halimi arz eyledim anlamadı
sonra çekip gitti,
nereye mi?
bende bilmiyorum.
çünkü bir daha bu mekana uğramadı,
‘’Azrail güzel melek, ey şeytana uyan nefsim,
Kim bilir hangi vakit nerede düşer bedenim
Ne bileyim, hangi makastan dört metre kefenim,
Som altın sala binsem, sade yanımda kalır amelim’’
(Handan odabaşı)
Her ilçeye geldiğinde, lokantaya götürür haşlama yedirirdin,
Oğlum sana göresim geldi, ta Çorum'a gelecektim derdin,
Memur olduğumun ilk haftası hakkın rahmetine erdin,
Şimdi yediğim haşlamalar o tadı vermiyor baba...
Hiç kimse beni, senin kadar sevmiyor baba...
Karasabanla çift sürmeyi,
Beygir yavruna binmeyi,
Hormonsuz doğal meyveyi,
Özledim çooook özledim…!
Sap üstünde giden düveni,
Akım hızlı geldi.
Şalterler attı
Elektrikler kesildi.
Yeni makine gitti
Tekrar gelir mi?
Gelirse de,
Dünya
Bir oyun bahçesi,
Bende herkes gibi,
Kaderime yazılan
Rolümü oynuyorum.
Bu oyun bahçesinde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!