Lokman Ali Yavuz Şiirleri - Şair Lokman ...

Lokman Ali Yavuz

Kızılderililer, komşun hakkında hüküm vermeden önce iki ay onun makosenleriyle yürümek gerektiğini söylerler. İki gece kaldığım bu ney kokan şehri nasıl kaleme alacağımı düşünürken, birden şehrin manevi havasına uygun olarak besmele ile başlamam gerektiği kanısı uyandı bende ve bende öyle başlıyorum.
Bismillah…
Şehirlerin şehrinin, yeşile mavi bakan gözlerini arkada bırakıp En’lerime hoşça kal derken Konya seferim başlamış oluyordu. Zihnimde bile daha birkaç saat ötesine kadar olmayan Konya düşüncesinde, bana bir sırt çantası mal varlığım eşlik ediyordu.
Servis otobüsü daha otogara varmadan Konyalı Özgür, ülkemin başka tür bir soğuk gerçeğini hatırlattı. Özgür tarih öğretmenliği mezunu ancak, şu an Konya iş bulma kurumunda memur. Daha önce gitmenin bir türlü nasip olmadığı bu şehre gitme heyecanımı, Özgür’e ard arda sorduğum soruları fark edince anladım. Gideceğim şehrin ilk insan profiliydi Özgür. Sevecen, samimi. Habersiz gittiğim için sitem eden yürekleri gülen dostlarım gibi.

Otobüsümüzün gri şehir üzerinden yolculuğa devam etmesi pek umurumda olmasa da, otogarda ufak bir sorunu dahi çözemeyen bir şehrin ülkenin sorunlarına yerinde ve zamanında çözüm bulmasını beklemek biraz safdillik olur düşüncesi uyandı birden.

Devamını Oku
Lokman Ali Yavuz

Neyi değiştirir ki
Varlığın, varsızlığın
Yalnızsın işte

Karıncalar çokluğu
Tanışıklar olsa ne yazar

Devamını Oku
Lokman Ali Yavuz

Hiç düşündünüz mü insan nasıl ölür? Ölen bir evlada anası nasıl ağlar? Bir çocuk anasına babasına nasıl yanar? Ya da bir eş nasıl ılgıt ılgıt can çeker?


Ben anlatayım. Önce CAN’a karşı bir düşünce hasıl olur. Hep bir “öteki” var edilir. Ütopik bir pazar kurulur. Hedef belirlenir. Düşünce dile döner. Pazarda toplananlar leş kokulu beyinlerle insanı, var ettiği yaratığa kırdırır. İnsan kancık bir ateşle yanar. Düştüğü toprak bile kalmamıştır. Düşer ecnebi asfaltın üzerine. Çırpınır. Geçmişi gelir gözünün önüne. Ekmek verdiği sokak köpeği, yemek yediği sokak çocukları, gülüştüğü yaşlı, geçmişin ahını anlatan nine gelir. 23 Nisanlar gelir mesela kürsüde okuduğu şiir, onunla gurur duyduğunu söyleyen baba, komşu teyze gelir hani pişen yemekten götürdüğü. Çocukluğu gelir mesela. Topaçları, bebekleri, çocukluk fotoğrafları, annesinin ona bakarken saçını okşaması, anlattığı “işte buradayken” diye başlayan sözleri. Acısını bastırır insan yaşantıları.


Devamını Oku
Lokman Ali Yavuz

Nerden gelirsin? Otur bir soluklan.
Dinle bir dayanabilirsen dayan.
Var mı bilmem sende bir çözüm?
İnsan “yıkanır” dersin her zaman.

“Ne anlattım bu hine kadar,

Devamını Oku
Lokman Ali Yavuz

Kardan yollar kapanmış! !

Kardan yollar kapanmış.
O’da bir şey mi?

Nelerden “yollarımız” kapanmadı mı ki yıllardır.

Devamını Oku
Lokman Ali Yavuz

Kim bilir bir gün ülkemde,
Fakirlik yoksullaşır.
Aç, toka
Kavga sulha gider.

O gün,

Devamını Oku
Lokman Ali Yavuz

Kime susarız bilir misin?
Devletten aldığı mekiî
Edebine aba yapana susarız.

Kime susarız bilir misin?
Düzene karşı görünüp de

Devamını Oku
Lokman Ali Yavuz

İnsan denen bu sığlık
Duymadı hiçbir çığlık

Baktı geçti yalnızca ölüme
Sessiz kaldı şu itin dölüne

Devamını Oku
Lokman Ali Yavuz

Mevkisini "hakim"den almış itin biri
Geçmiş karşıma çemkiriyor diri diri
Yalamadığı kıç kalmadı türlü türlü seri seri
Biz biliriz seni Kemal Tahirlerden beri.

Devamını Oku
Lokman Ali Yavuz

Görünce bir dilenen
İkilemde kalırım utanmadan yana,

Yalansa ondan,
Doğru ise kendimden

Devamını Oku