Sabah
daha el değmemiş
masum ve çocuk gibi
akşam
yalnız ve yorgun
Bir çocuğun kalbiyim —
bekliyorum seni,
parkta,
rüzgârın ipleri çözdüğü bir salıncakta.
bir yandan yalnızlığıma bir yandan haysiyetsiz fertlerin şerrine
yenik düştüm inatla umudun peşinden koşarken
geçmişin tozunu pişmanlıklarımla
devasa bir ağırlık gibi hissederken
Elin elime değdiğinde
bir masumiyet doğar yeniden içimde
hiç yaşanmamış gibi aşk ile bakar
Bir şelale kayar kayalaların üstünden
Ve yolunu arar....
Sen…
Bu hayatta tutunabildiğim tek dalsın,
rüzgârda savrulurken elimden düşmeyen umut,
yorgun kalbimin sığındığı sessiz liman.
Sevenin hesabı olmaz,
gururu olmaz,
beklentisi olmaz.
Acısı da olmaz —
Doğum günüm…
ve sen yoksun.
Bir yıl önce bırakmıştın bana
Bizim şarkımız dönüyor eski bir taş plakta,
Çatlak seslerinde yankılanıyor yarım kalan ömrümüz.
Ben seni düşünüyorum—
Zaman, ağzı mühürlü bir zarf gibi elimde;
Bir kalp, susmayı öğrenir bazen,
acının içinde değil, onunla birlikte olgunlaşır.
Ben de öyle yürüdüm;
her adımda bir hatıranın izini taşıyarak,
Bir kalp, susmayı öğrenir bazen,
acının içinde değil, onunla birlikte olgunlaşır.
Ben de öyle yürüdüm;
her adımda bir hatıranın izini taşıyarak,
her sessizlikte bir nefesi saklayarak geldim buraya.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!