Ay ile güneş kardeş gibi
Köprü dostluğa kurulur
Yelken açılır umuda
Yeniden ışıldar ay
Olumsuzluklar kararır
Zayıf noktalar dostluk halatı ile güçlenir
Mecnunum yâr olmuş kara toprağa
Boş geçer hayatım, sığmaz kabuğa
Mucize beklerim, düşse yaprağa
Gülüm bile solmuş, dardayım bugün
Tabipler derdime çare arıyor
Duydum ki
Olmadık yerde olumsuz dalgalar vuruyormuş gök kubbeye
Varsayımlar şahlanarak dokunuyormuş hayallere
Tarumar olmuş gerçeklerin iri cüssesi
Perdeler çekilmiş ruhlarımıza
Ağlıyorlar can havliyle
Sensiz uyku girmez gözüme balım,
Koynumda kalsan da kalmasan da bir.
Gel sevda turuna bugün çıkalım,
Haberi salsan da salmasan da bir.
Masal anlatalım, hayal kuralım,
Ömür denen nimete, çeneyi katık yaptım
Ömür bitmek üzere, katık halen tükenmedi…
26.04.2006
1.
Zeytin ağacı altında
Bağdaş kurup sofrana
Sevda tablolarda boyanmış ellerin
turkuaz semada uçuşan umutlara uzanır
Yıkılsın aykırı bakışlı kule
Umudumuzun vurgun yediği yere…
Sevgi mi kalmadı ruhlarımızda
İnancımız mı zulmün ormanında yandı
Belki de duyarlılığımız köreldi
Aylar geçti, takvim yaprakları sarardı
Günler birbirine karıştı, ay bile karardı
Uzakta, gurbet ellerde yapayalnız kaldım
Buralardan beni alsınlar, bir haber saldım
İçim bir alçak basınç merkezi gibi
Gelecekte de sabit kalacak
Kalbim gök gürültülü, sanki bir fırtına kopacak
Gönlüme karabulutlar çöktü
Gözlerim sağanak yağışlı
Sevgilim gitti gideli
Gitmeliyim buralardan
Yoruldum bu diyardan
Hüzünlü deryalardan
Gitmeliyim buralardan
Elveda deyip kaçsam
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!