ey, sırtında feryat yüklü kamburlu yaşam!
her şeye rağmen yaşlanma, genç kal,
hayatın romanını oku;
huzur toprağından mutluluk topla
hoyratça dağıtma
tüm sevdiklerinle mutlu olmayı bil
Kader yazmış beni sır defterine
Soyğa gönlüm tuhaf inde dolaşık
Dünyam ağlar nice son günlerine
Sağ iken git deme müddete artık
Bir güneşe baktım, bir tutuk aya
Zeyneb’im sen bir çocuksun
Benim çocuğumsun
Geçmişte bıraktığım çocukluğumsun.
…senden önce ben yaşadım çocukluğu
Düşüp kalkan zorluğu
Ya'rab dinmez girdap içine düştüm
Döndürmesin beni, tut ellerimden
Yaşam mutfağında yoksul, öksüzüm
Darda koma beni, tut ellerimden
Peşimde pis nefsin daniskası var
Çarıksız bir bülbül kondu ak güle
Figan duysun artık can değişiyor
Hüzne siyah acı katan dikendir
Bir sebep goncası yürek deşiyor
Anlatmak gerekir bunu bülbüle
Sevda çıkmazından korkmaz cesaret,
Tatlı bir buseni bıraksan rehin,
Rengini sormadan duramaz mutlak;
Benim sana eşsiz olan hürmetim,
Gökkuşağında dolaşan bir servet!
Görünen ufukta seni aradım
Hüzünleri güneş koydu önüme
Üzülmeyi siyah bulutta yaktım
Hicranlı gözleri diktim yönüme
Sonsuz derinliğin bulunmaz izi
Yalnız sen, hayatta umut kaşığı
Dua dök payıma emektar anne.
Beraber ağlasak, beraber gülsek
Yanımdan ayrılma vefakâr anne.
Sensiz ne yaparım, nasıl yaşarım
Beklersin hasretle sıla selamı
Kahır yuvasıdır, bu zalim gurbet
Yakandan tutarak sökülmez gamı
Akan suya keser, bu zalim gurbet
Özleyen canları kara gün ezer
İnce ruhtan rıza veren güzellik
Varlığın taze bir gül anneciğim
Emek veren gücün eşsiz işçilik
Değer bir cihana bil anneciğim
Mutluluk törpüsü avuçlarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!