Geceler, bu ayık kaldırımlar şahit bana
Eski dosta haber sal zehir vermek isterler.
Ayrılık kızıl ok, kurtulmayı öğret bana
Aksın güneşten umut gönüllü sabır bekler.
Koyun koyuna yattığımızı hiç unutma
Dinletir sesini sevda rüzgârı
Hikâyeni oku yaşlanayım ben;
Ufak sinen almaz, yanmamış harı
Çoğunu kâbustan kurtarayım ben.
Tebessüm gönderen gün ışığına,
Gizem dumanında kavruldu dünler
Anılar sonsuza uçtu da gitti
İhtişamlı soğuk yüzlü hayaller
Sıcaklık düşünde beni eritti
Istırap hamalı bitkin halimde
Dünya nimetinde denge bozuldu,
Helalinden kuru topla, sen oğul.
Bir tike lokmada maya buz tuttu,
Sıcak tut gönlünde sakla sen oğul.
İyilik bir kumaş, giyin ki gülsün,
Ne yaparsan yap tutmaz bu perçin
Paslı hayat gevşekleşmiş, çok laçka
Yoksulluğun teneke kapısı dar
Kaldırım taşında gezinen açlık
Zenginin şımarık yüzünde arka
Gözlerine demden düştüğüm akşam
Savrulan benim ben, savuran da sen
Renginde kısmetli bir harman karsam
Kavrulan benim ben, kavuran da sen
Beni bir ırgat tut sevmek, sevilmek
Türk- İslam dünyası dardadır şimdi
El vermez münafık Türk'e düşmandır
Hakk'ı yüce tutmak inanç kemendi
Bunu sezen mahluk Türk'e düşmandır
Kafkaslardan akar Türk soyu kalbe
Ne yapım dünyanın boz yüzlü servetini
Bana güller bezeli kefen kokusu yeter
Ölüm gerçek bir nakış, yaşamak lezzetini
İstemem, dilde acı, ekşi tatması yeter
Kabuk tutar rüzgarda ısırgan harlı ateş
Ömür, sarhoş gün gibi benziyor bir uykuya
Gençliğimi görmeyen ufku nerde arayım?
Özlem rıhtımına yan vererek kaldı yaya
Çıplak mazi çantası yatmış kızgın pusuya
Yazlarım çok üşürken, kışa döndü baharım
Her mevsimin yaşanabilir güzellikleri
Bir çocuğun oyundan haz aldığı gibidir
Beraberce dünyanın tur salına binmektir.
Dağ kırlangıcın inceden tatlı ötüşleri
İnanmak güç sayılmaz görünce bu rüyayı
İnsan hata eder: başaramaz yaşlanmayı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!