Günümüz modern hayat anlayışına göre, kadının özgürce yaşama hakkı vardır. Bu hak ona doğuştan verilmiştir; hiçbir erkek, aile ya da toplum bu hakkı elinden alamaz. Kadın ister çalışır, ister her gece gezer; ister dünyayı dolaşır, ister kendi sessiz köşesine çekilir. Kendi bedeni, düşünceleri ve yaşamı üzerinde söz hakkı yalnızca kendisine aittir.
Bazı modern çevrelerde, kadının bedenini ve benliğini istediği kadar erkekle paylaşmasının onu “kötü” bir kadın yapmayacağı savunulur. Farklı erkeklerle yeni deneyimler yaşamak, kimilerine göre kadının en doğal hakkıdır. İsterse her gece bara, meyhaneye gider; gecelerini ışıltılı masalarda, kalabalıkların içinde geçirir. Bu yaşam biçimi, çağdaş toplumun temel taşlarından biri olarak görülür.
Benim çevremde tanıdığım modern insanlar da genellikle bu düşünceleri dile getirir. Onlara göre özgürlük, sınırsız deneyimlerle iç içe geçer; bireyin tercihleri hiçbir toplumsal kalıba sıkıştırılamaz. Bu bakış açısı, bazıları için bir yaşam felsefesi, bazıları içinse derin bir yabancılaşmanın göstergesidir.
Bir kadının gülüşüyle doğar sabah,
Işığa keser evin duvarları.
Bir annenin sevgisiyle bereket iner sofraya,
Lokmalar şükrün tadına bürünür.
Sevgiyle yaşayan bir Kadın varsa evin içinde,
Mutlu Olmadığını Söyleyen Kadına 'Geri Gel' Denilmez
Aşk, insan ruhunun en ince, en kırılgan dansıdır; bazen ahenkle süzülür, bazen bir adımın yanlış ritmiyle bütün melodi bozulur. Bir kadın o dansın ortasında durup, gözlerini yere indirerek, “Mutlu değilim,” dediğinde, o sözler bir anlık hezeyanın ürünü değildir. O söz, aylarca, belki yıllarca süren içsel bir yolculuğun, sessizce büyüyen bir farkındalığın yankısıdır.
Böylesi bir cümle, kalpten kopan bir sitem değil; bir ruhun kendi hakikatine uyanışıdır. Kadın, o an yalnızca bir ilişkiden değil, aynı zamanda kendi içindeki zincirlerden de özgürleşir. Ona “geri gel” demek, bu özgürlüğe ket vurmaktır; kendi korkularımızla, yalnızlığımızla yüzleşmek yerine onun yolunu kapatma çabasıdır.
***Narsist Bir Kadınla Hayat Kurmanın Bedeli;
Evlilik, insanın yeryüzünde bulabileceği en güvenli limanlardan biri olmalıdır. Fırtınaların ortasında, sığınılacak bir liman…
Gündelik hayatın ağırlığını hafifleten, insanı kendine yabancılaştıran dünyada yeniden “evinde” hissettiren bir bağ. Fakat bu liman, yanlış kişiyle paylaşıldığında fırtınadan korunmak yerine, bizzat fırtınanın kendisine dönüşebilir.
Bir erkeğin omuzlarına yüklenen “Koca”lık, sıradan bir sıfat değildir. O, taşıması ağır bir taç, girilmesi çetin bir meydan, yürünmesi dikenli bir yoldur. Bu yol, yalnızca karşısındaki kadının güveniyle, saygısıyla ve teslimiyetiyle anlam bulur.
Çünkü erkeğin liderliği kabul görmüyorsa, o zaman omuzlanan yük ne kadar ağır olursa olsun, bir değer ifade etmez. Liderliğin reddedildiği yerde düzen değil, yalnızca kaos vardır. Ve kaos, damla damla, gün be gün erkeğin ruhunu kemirir.
Bugün birçok kadın, evlilik nimetlerinden faydalanmak isterken, eş olmanın sorumluluklarını geri plana atıyor. Korunmak, desteklenmek, evlilik statüsünün güvenliğini yaşamak istiyor; fakat aynı zamanda “özgür ve güçlü” olma perdesinin arkasına saklanarak, sorumluluğun tüm yükünü kocasına bırakıyor. Krizi senin çözmeni, faturayı senin ödemen, yarayı senin sarman bekleniyor.
Bir ilişki değil,
Ruhuma dokunacak bir varlık istiyorum.
Sustuğumda susabilen,
Sessizliğimi korkmadan dinleyebilen birini.
Bir filmin ortasında,
Sen…
Sabahın ilk ışığında doğan sessiz bir güneş,
Kendi yorgunluğunu saklayan, dünyayı aydınlatan bir nefestesin.
Gülüşün odaları sarar, ışıkla dolar her köşe,
Bakışların suskunluğun içinde bile şiir taşır söze.
Bir sabah sessizce doğar gün,
Pencereden içeri dolan ışık gibi girersin hayata.
Ne bir davet, ne bir hazırlık gerek,
Varlığın yeter… her şey yerli yerine oturur.
Sesin...
Tartışmaz artık,
çünkü seni ikna etmek için değil,
kendini kurtarmak için susar.
Huzuru arar,
sırtını yaslayabileceği bir omuz…
Ve senin o omuz olmadığını anlar.
SEVGİYLE DOKUNAN KALKAN: BİR KADININ AŞKI KORUMA SANATI
Sevgi, bir kadının yüreğinde sevdiği erkeği tüm dünyaya karşı koruma isteğiyle çiçek açar.
Bana kadının sevdiğini nasıl anlarsın diye sorsalar şuna bakarım; Koruyor mu?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!