Ben susacağım ardından
Gecelere kalıp
Çekip giden yıldızlar gibi...
Vermesin ses rüzgarlar
Büksün boyunlarını isterse sazlıklar...
Ney olup üfleyecek kalemlerim satırlarına...
Sardı ayrık otlarına
Düşüncelerim...
Kara bulutların ezgilerine saklarken sükutlarımı
Salıp siyahların üstüne
Gecelere vurdum fırçalarımı...
Göğün tenhalarına bıraktın mı hiç
Hadi bitsin bu sevda
Bitebilirse…
Öyle istiyorsun ya
Ölesiye
Biteviye…
Hadi durma
Bir çocuğun şehri olsun
Sokaklarına doldursun Nisan’ları çekinmeden
Su birikintisinde bir akşam özleminde
Yağmurlara sıvasın paçalarını
Kana kana eşeleyip diksin gülücüklerini
Tohum tohum özenerek çamurlara…
Bir demet solmuş papatya eskimişliğinde
Ve gecenin
Kesif bir renge
Bir kez daha boyun eğişinde
Alıp gelseydin isterdim oysa ben
Sessizliği.
Bir damla
Kırık bir yağmur damlası
Alabildiğine ıslanmışken şehir
Düşüyor avuçlarıma.
Bu kaçıncı gecesi sessiz mısralarımın?
Günlüğümün kaçıncı mürekkep sızıntısı?
Düşündüğüm ne çok şey var
Ve gece gündüz
Kalmadan kıyametlere
Gideceğim buralardan ansızın...
Bir karanfil buketi değildi dahli olduğum hayat
Ve yüreğimin gözelerinden fışkırmadı hiç
Anlamak için olmuş olmuyor
Yaşamın cerbezesine kapıldığı an
O hebalara mahkum çabaların...
Susuz vakitlerin nefse çektirdiği oysa
Aciz ama o eli öpülesi tutunuşlar...
Çıplak ve ıslak bir dala kaldığında
Yaksam ne gemileri...
Korkunun dağarcığında yok, seddlere isyan
Ve tükendiğim bir ömre direnmeye
Kalmadı artık mecalim...
Değil ırmaklar gibi...
Denizler...
İçinde ara
Cevabını...
Sığ sulara bıraktığın ne varsa
Tanrı'ya dair...
Açmazlara düştüğün belki hayat...
Aykırılıklara kandığın belki canhıraş çığlıklar...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!