Döner beyaza, karaya,
Zaman merhemdir yaraya.
Neyi murat etse insan,
Bulur araya araya.
Süzülüp bulutların arasından,
Bir top ışık düşer,
Uzaktaki tepelere.
Uzar sevdanın kolları uzar.
Bulutla kavuşur dağlar,
Kulp Çayı çağıldar.
Saran bir çıkrıktır zaman.
Çalıştırır kadim ve şaşmaz zembereğini.
Kuşatır ve döndürür evreni.
İşaretler bırakarak yürür eşyaya.
Çıkarır gün yüzüne,
Açıkta veya gizlenen ne varsa.
Biliyorum,
Söz etmek beyhude artık benden,
Alsınlar şu yüreğimi tez elden.
Rihle-i sevdada yürürken eriyorum.
İlk çağrışımı sen oldun bütün kelimelerin,
Mecazları peşimce sürüklüyorum.
Gün ısıtır bahar olur,
Dallar tomurcuğa durur.
Çiçeğimi soğuk vurur,
Ayaz varmış bilemedim.
Varlık sevdayla beslenir,
Geçerken zaman kavisler çizerek yüzümüze,
En zorunu yaşıyorum ayrılıkların.
Yalnızlığımı çoğaltarak bekliyorum en fazla.
Ne yana baksam sanki sen varsın.
El sallıyorsun gökteki yıldızlara,
Ve yıldızlar parlayarak dökülüyor saçlarına.
Görev gelince resmen
Oldum aday öğretmen
Muallimo, muallimo!
Bahçede tüm çocuklar,
Yankılanır çığlıklar.
Ağlarsın için için,
Bilmiyorum ne için?
Elemin kollarında,
Her dem büyüyeceksin.
Acıyan yüreğinle,
Belli ki seveceksin.
Ahi Evran namlı Türkmen kocası,
Hoy’da bu dünyaya nazar eyledi.
Fahrettin Razi’ydi ilkin hocası,
Ahi Evran ömrü asar eyledi.
Yesi dergâhında ilim okudu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!