Geçen her saat şifadır bana
Seni biraz daha unutturacak
Tanrının en büyük lütfudur sana
Beni başka yarla avutturacak.
Ayrılık anım son kalan izden
Gün batımlarında
Yanık bir türkü duyulur,
Doğa hasretle kucaklar;
Kurtuluşunu kazma kürek
Didikleyen insanları.
Büyür sancısı avuçların
Bir odam var Kayseri Orduevinde.
Kırmızı perdeleri eski.
Penceresi ta Erciyasa bakar.
Önünden arabalar, insanlar geçer.
Islık çalarak bağırarak gülerek,
Ve sıla hasreti yorgunca dansederek
Bu akşam bu sahilde bir başka tablo vardı.
Gündüzün ölüleri gece bir başka canlı.
Garip bir kan damlası şaçılırken ufuktan
Yavaş yavaş gökyüzü sonra deniz kızardı.
Bulutlar yere indi yıldızlar göğe çıktı.
Dev bir kadırga oldu gelen kayık uzaktan.
Uçuşurken martılar
Beyaz köpüklü boğaz sularında
Bir genç kız kaldı,
Yapayalnız çaresiz
Yosunlu kıyıda.
Biteviye akıyordu gözyaşları
Neden bu haykırışlar
Küfürler ve isyanlar
Bir yanda zalim insan
Bir yanda suçlanan HAK.
At etini koyun diye
Esaretinden kurtulduğum savaşın
İlk Nisan yağmuruydu.
Kin dolu anılar tutsaktı yüreğime.
Bir yıl bile olmamıştı geçip gittiğin,
Her günüm acı doluydu yine.
İmbat da ağlayan
Hangimiz göründüğümüzden
Daha az günahkarız?
Hangimiz
Başkalarının duyduğundan
Daha az yalan konuştuk?
Hangimiz başkalarının bildiğinden
Bu son şiirim sana
Gün doğmadan yazdığım
Kalem tutan ellerim
Artık kadeh tutacak.
Mutsuz akşamlarımda
Hani bir kış günü
Tir tir titrerken
Yakıcı bir güneşi
Özlersiniz ya,
Hani aniden başlayan
Bir güz yağmuru
Sayın Kemal Bey, Ne mutlu bu şiiri yazdığınız kişiye.Ne mutlu böyle sevebilene.Yüreğine sağlık.Kutlarım.