Yaralarım derin olsa,
Açmam açandan değilim.
Namertlerin köprüsünden,
Geçmem geçenden değilim.
Kötülere çatma derler
Bir kısacık zamandayız,
Ne yazı var, ne kışı var!
Başak gibi samandayız,
Ne yazı var, ne kışı var!
Mayamızda toprak kokar
Nasihatım vardır sana,
Dinle beni hele gardaş.
İlmik ilmik dokunuyor,
İçimdeki çile gardaş!
Rüzgar idim yaylalarda
Kulaklarımda sesin hala aynı duruyor,
Garipliği diyorsan? Özyurdumda garibim!
Sol yanımda ağrılar yar okuyla vuruyor,
Garipliği diyorsan? Özyurdumda garibim!
Boğazlardan yol bulsam Balkanlara uzansam
Hayatımda derin sancı
Sürüyor hep acı acı
Bütün dertlerin ilacı,
Sen da başlar, sen de biter!
Gözlerimden akan yaşlar
Aldanmayın ilahlara
Kan damlayan silahlara
Değişmeyen külahlara,
-Herkes diyor; LANET OLSUN
-Gözlerine toprak dolsun!
Hüzün vardı şafakta gözlerim kan çanağı
Bıraksalardı eğer yıkacaktım o dağı
Yıldızlara yol sordum güneş girdi araya
Yağmurlar sicim gibi şimşek çaktı saraya
Ötmeyen bülbülden açmayan gülden,
Allah hesap sorar kul hesap sorar.
Yanmayan ocaktan tütmeyen külden,
Ağaç hesap sorar dal hesap sorar.
Uzak gelecekten gelmeyen günden
“Mavera’dan öte;
Ötelerden daha öte! ..
Yani;
Kızılelma Ülküsü! ..
Unutma;
Hayalleri olmayanın yarınları da olmaz! ..”
Güzelim yurdumu kana bulayan,
Kırılsın o eller derman bulmasın.
Arkamızdan çakal gibi ulayan,
Kurusun o diller derman bulmasın.
Askerlere kurşun sıkan hainler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!