Zemheride dışarda kaldı donmadı
Essah den sevenin gülü solmadı
Ateşte hep yandı sönüp durmadı
Essah den sevenin külü olmadı
Çile çeker hala zindanda kaldı
Ayva dalında çiçeğe benzerdim
Kurumuş bedende öz ettin beni
Dilimde türkü dağda gezerdim
Oturduğum yerde lal ettin beni
Gökyüzünde maviye benzerdim
Eylül geldi sensizliği koluna takar
Benim yarama en son tabip bakar
Güneş yaprağı sonra içimi yakar
Eylül geldi gidemiyor çok sakar
Sarı yaprakların dalımdan kopmadı
Ezgim sin türkü oldun gönlümde
Dilim seni söyler gamzelim
Utangaçlığın var tezgahta
Elim yüzünü dokur gamzelim
Hasretim sana ben ıssız şehirim
Bazen zifiri bazen alaca olur karanlık
Özlediğim zaman gelir ay aydınlık
Ela gözlerin yıldıza benzer seyranlık
Sensizlik suskundur dilsizdir insanlık
Göresim geldi ay küsmüş saklanıyor
Hasreti çuvalla aldı sırtına
Ölçmedi çıkınca senin tartına
Geleyim deyince esti fırtına
Yolları kapattı geçilmez kardan
Dumanım tütünce içimde közden
Sen benim baharda çiçeğimdin
Uçup uğur getiren böceğimdin
Gönlümde kalan sevdiceğimdin
Hiç gelmesen de bekleyeceğimdin
Gel desem sen gelecek miydin?
Gözlerim yollarına bakmaz oldu artık
Biliyorum geleceksin
Ama ya geldiğin gün
Ya da bir gün sonra geri gideceksin
Aynı caddede karşılaşmayacağız
Aynı sokakta gözlerimiz bir birine değmeyecek
Acı verdi şarkının türkünün sözü
Hasretin ağladı kan kırmızı gözü
İçimde yanan kor bir ateşin közü
Gelip te söndür yüreğimdeki özü
Belim büküldü kalmadı uzun boyum
Kulağımda baldan tatlıdır sözün
Görmüyorum ama parlıyor gözün
Yeniden tutuştu içinde közün
Sesimi duyunca gülersin gülüm
Yola düşüp hasret bitsin demeyi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!