Kasım Kobakçı Şiirleri - Şair Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı

Manyetik bir alanda boğulmanın çaresizliği,
Kilitleme dilimi, dumanı tüten nesneler,
Konuşan ağızların kimliği,
Geçmişim şimdi gözlerimde canlanıyor,
Kafamı hangi duvara vuracağımı bilmiyorum.
Ve kulağımda sınırsız sorular,

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Artık giymiyorum,
Bir yaşam biçimi haline geldi,
Yaramaz karışıklıklar,
Saçmalık umurumda değil.

Soytarılar beni şaşırtmaz,

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

There were times when I believed the wind could take me,
My carpet flying from the tablecloth,
How do I know that the wind does not blow in this oasis.

If there was one thing I knew, it was that I didn't really know the things I knew.
I wish my ignorance could fly without fear on the red and white picnic mat.

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Martıların sesleri birbirine karışıyor,
Dalgalar sahille çılgınca sevişiyor,
Elinde köpek öldüren şarapla,
Hayatı görmezden gelen sarhoşlar.

Diğer tarafta!

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Biricik gördüğü gözünün,
Odaklandığın,
Aklın fikrin
Kazanç
Bir de
Mart kedisi gibi

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Hearts can't reach this appointment,
Not every heart can reach, military service is courage,
Can't fight with life, Turkish son with laziness,
Martyrs have a special place in the heart.

Will he become a soldier, but every young man grows up?

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Yerde
----yatarım,
--------vuruldum
------------ben
----------------dostlar,
Siyah

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Bin dokuz yüz on dokuz Şubat yirmi üçte,
Maraş'ın güneyinde İngiliz askerleri,
Amerikan kolejinin yanındaki kışlaya,
Gelip yerleştiler bir alay kadar ilk defa.

İngiliz birliğinde sömürge askerleri,

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Kırdılar sazımın tellerini,
Vurdular beni Urfa'da,
Muhteşemdir Nemrut göleti Urfa'da,
Bugüne kalanlar asılsız söylentiler,
Balık kılığında tembelce yüzerler küçük İbrahimler,
Sırıtır yalan, boğulur gerçek.

Devamını Oku
Kasım Kobakçı

Maskesiz çıkmayın sakağa,
Kırılır burun direkleriniz,
Parçalanıp kanar ciğerleriniz,
Yaprak gibi dökülür içiniz,
Güz sabahlarının en karanlık saatlerinde,
Kaybedebilirsiniz nefesinizi.

Devamını Oku