Be çağlayıp akan ırmak
Vaktlı vaktsız akmak olmaz
Lekeliktir be gaziler
El üstüne düşmek olmaz
Binelim arap atlara
Elâ gözlü benli dilber
Koma beni el yerine
Altın kemerin olayım
Dola beni bel yerine
Hecine gönlüm hecine
Şu yalan dünyaya geldim geleli
Şakıyıp gülmedim hey zalim felek
Her ne tuttum ise aldın elimden
Nice bir divane dolanam felek
Eller göçün çekti bense göçmedim
Elim ile yıktım boşandı bendim
Coşkun sular gibi çağlar gezerim
Yitirdim kendimi bulamadım gitti
Sevdası başımda ağlar gezerim
Sinem üstü düğüm olsun dağ olsun
Gamsız serbest yüzmeye
Çayır çimen gül gerek
Yaylalarda şen gezmeye
Ilık güneş açık yol gerek
Kış ayların sevmem gamlıdır
Garbi yeli garbi yeli
Ne esersin deli deli
Bahçemde açılan gülü
Sen soldurdun garbi yeli
Garbi yeli yeğin eser
Garipçe garipçe öter
Kızıl Öz'ün turnaları
Yiğide eğlence yeter
Ala gözün sürmeleri
Öte döner hayallanır
Gayetle bir yavru güzel olmasa
Ak gerdanda benler sırlanır mı
Var aklın yoksa bir kamile danış
Hiç güzel göğsünden yaralanır mı
Ak sayalar geyip karşımda durma
Gece gündüz dalıyorum ben fikre
Vallahi sevdiğim del'olacağım
Korkarım ki nazlı yarin öcünden
Adım altın iken pul olacağım
Kaş eğip de bakar beni yakmağa
Geçen gün karşında durdum el gibi
Bahçelerde açılmış gonca gül gibi
Bencileyin sen de dertli il gibi
Nazlı Sunam Han Aslı'ya benzersin
Dön beri dön beri yüzün göreyim
karacaoğlan gibi biri sanmıyorum ki bu dünyaya gelsin. şiirleri akla hayale sığmayacak kelimelerle dolu.. mekanı cennet olsun inşaallah....
Halk türküleri bambaşka..
Karacaoğlan Efsanesi
Asıl adı Hasan’mış. Daha bir yaşına basmadan anadan öksüz kalmış. Beş yaşına varmadan da babası Kara İlyas, Kozan derebeyi tarafından askere alınmış. Bir daha da dönmemiş. Böylece küçük Hasan ortalıkta kalakalmış! Anasının “Karaca” diye sevip doyamadığı Hasan’a köyden Ser ...