Dost deyip de dost gayreti kovduğum
Dost bana bir yara açtı neyneyim
Ak göğsü üstüne mihman olduğum
O da bir gün imiş geçti neyneyim
Bir ok attım karlı dağın ardına
Dostumun elinde bir tutam çiçek
Ne kadar methetsem o kadar gökçek
Getir hamaylını yeminler içek
Yar sevmedim senden başka gücücek
Boğum boğum boğmuş ince belini
Sabahleyin tan yüzüne
Sürmeler çekmiş gözüne
İk'elin almış yüzüne
Güler nazlanı nazlanı
Dostun bahçesine girdim
Düğmeler diktireyim lal-ü mercan
Yarsız kalan dünya başıma zindan
Ben seni severim sıtkile candan
Sen beni sevmezsen söyle ar değil
Düğmeler döktüreyim göğsün ağ ise
Deli gönül uçtu yine
Seni kimler eğler şimdi
Sarı sünbül mor menekşe
Geydi bizim dağlar şimdi
Dost elinden bade içtim
Behey ala gözlü dilber
Vaktın geçer demedim mi
Gözlerin olmuş harami
Beller keser demedim mi
Bak şu kaşa bak şu göze
Bire afet sürdür atın
Çağın geçer demedim mi
Harami olmuş gözlerin
Yollar keser demedim mi
Yıkılıp bağ ile bostan
Deniz kenarında mecnun gezerken
Elinde bir cura saz ıras geldi
Nice şükretmeyem Bari Hüda'ya
Şahin arariken baz ıras geldi
Ayağına geymiş altundan nalın
Deniz kenarında yerler hurmayı
Kılavuz gönderdim telli turnayı
Ak göğsün üstünde sandal düğmeyi
Çözüp gider bir gözleri sürmeli
Havayı da deli gönül havayı
Deniz kenarında yerler hurmayı
Kılavuz katarlar telli turnayı
Ak göğsün üstünde yalaz düğmeyi
Çağlar gider yaylasına bir gelin
Ayağına geymiş telli yemeni
karacaoğlan gibi biri sanmıyorum ki bu dünyaya gelsin. şiirleri akla hayale sığmayacak kelimelerle dolu.. mekanı cennet olsun inşaallah....
Halk türküleri bambaşka..
Karacaoğlan Efsanesi
Asıl adı Hasan’mış. Daha bir yaşına basmadan anadan öksüz kalmış. Beş yaşına varmadan da babası Kara İlyas, Kozan derebeyi tarafından askere alınmış. Bir daha da dönmemiş. Böylece küçük Hasan ortalıkta kalakalmış! Anasının “Karaca” diye sevip doyamadığı Hasan’a köyden Ser ...