Bizden selam eylen benli dildara
Çıkıp karşımızda gülüp durmasın
Ben güzel sevmeden doydum usandım
Yarin bir selamı gelip durmasın
Ben bu derdimi deftere yazarım
Deryaya salayım gemi
Sürelim zevk ile demi
Ak topuğu vala donu
Döküp giden Dürye Dürye
Kaşları vardır karaca
Divane gönlümü eğlemek için
Bir güzel isterim Çalab'ım senden
Düşmanlar bağrını dağlamak için
Bir güzel isterim Çalab'ım senden
Yare gideceğim yollar yokuşlu
Divane gönlümün bulanması var
Çıkarım dağlarda gezer yürürüm
Elime aldım aşk meş'alesini
Sinemi odlara yakar yürürüm
İntizar eyledin büktün belimi
Diyar-ı gurbetin sonsuz mihneti
Şu benim yarime göresim geldi
Sabah seherinde secde ederken
Irganan tellere göresim geldi
Senin aşkın beni mecnun eyleyen
Doğruldun neye dönersin
Gel geç Hasan Balum gel geç
Niçin bize cevredersin
Gel geç Hasan Balum gel geç
Kaşın çatlı kalemdir
Döndüm dolaştım ben gurbet elleri
Dünyaya çakmağa yol bulamadım
Bahçelerde gördüm bir çok gülleri
Sevdiğime benzer gül bulamadım
Bıktım usandım da acı dillerden
Döndür boynun benden yana
Âşıkını bir az tanı
Kurban oldum işte sana
Ettim feda ben bu canı
Gayrı bana bakma mısın
Ala gözlü nazlı dilber
Ölürüm dönmenem senden
Bir canım var sana kurban
Veririm dönmenem senden
Aynasın koymuş dizine
Başı al valalı küçücük gelin
Seherde açılan güle dönmüşsün
Başına takmışsın altın çelengi
Turnadan alınan tele dönmüşsün
Yüce dağ başında sığınlar gezer
karacaoğlan gibi biri sanmıyorum ki bu dünyaya gelsin. şiirleri akla hayale sığmayacak kelimelerle dolu.. mekanı cennet olsun inşaallah....
Halk türküleri bambaşka..
Karacaoğlan Efsanesi
Asıl adı Hasan’mış. Daha bir yaşına basmadan anadan öksüz kalmış. Beş yaşına varmadan da babası Kara İlyas, Kozan derebeyi tarafından askere alınmış. Bir daha da dönmemiş. Böylece küçük Hasan ortalıkta kalakalmış! Anasının “Karaca” diye sevip doyamadığı Hasan’a köyden Ser ...