Savur küllerimi, seherin yeli
Gitsin kara sevda olduğum yere
Alda götür beni, baharın seli
Bırak boncuğumu bulduğum yere
Ömrümde bir kere, feleği ütsem
Yele yağmura rağmen bizi dalda tutansın
Daldaki güzelliği, görmeyen göz utansın
Ceylanın yarasını sarmak için eğildim
Görüntüye bakmayın eğilen ben değildim
Kalkarsa eğer dumanı
Yüce dağda kar görünür
Gelirse yayla zamanı
Nere baksam yâr görünür
Balta vurdular dalıma
Felek kar yağdırma yüce dağıma
Bir kere döneyim gençlik çağıma
Son defa gireyim, gönül bağıma
Dereyim gülümü, gören olmasın
Söyle de bileyim ne oldu sana
Çekerdin eskiden her nazımı sen
Bin sözünden biri dokundu bana
Ağrıya çevirdin yâr sızımı sen
Toprak suya hasret bu gönül sana
Sabah mı akşam mı bilmem
Ekledim gündüzü geceye
Senelerce bekledim
Cevap veren olmadı
Sorduğum bilmeceye
Deryanın ortasında
Gülüm
Feleğin kolları uzun
Benim kollarım kısa
Mucize bekleme benden
Adım Kara Osman
Değil ki Hazreti Musa
El Hüseyin tel Hüseyin
Bugün esen yel Hüseyin
Gece gündüz Yaradan'a
Dua eden gül Hüseyin
Öz Hüseyin söz Hüseyin
Yine bir derdi var eğmiş başını
Hışım gibi geçti görmez hayırsız
Asmış suratını yıkmış kaşını
Bir kuru selamı vermez hayırsız
Esiyor başında kavak yelleri




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!