Dostluk bahçesinde biten
Dikensiz bir gül muhabbet
Damlası dünyaya yeten
Gönlümdeki göl muhabbet
Divanedir yâr yitiren
Gezer diyar diyar, okur ezeli
Mermerin üstüne yazar gazeli
Doğrunun içinde, arar güzeli
Yanlışı anında, siler mühendis
Yârdan ayrılmışım geri dönemem
Yollar sırat gibi dar gurbet elde
Denize atsalar yine sönemem
Buz dağını yakar nar gurbet elde
Güneş batar sarı yıldız doğardı
Güz çiçeğim
Seni
Sazımdaki sarı tel gibi
Ağustos sıcağında
Terimi soğutan
Yel gibi sevdim
Dün yazdığım şiiri
Bugün ezbere okurum
Dokunamam
El yakar satırlarım
Resmine baktıkça
Seni çeşme başında
Aşka yandım yanık çıkar avazım
Sakın sırlarımı, söyleme sazım
Susuz geçti benim deryada yazım
Güz günü su içtim, gülün elinden
Yazı unuttum
Güzü sormayın
Baharı dün gibi hatırlarım
Yüreğim bir çiçeğe geniş
İki çiçeğe dardı
Kırmızı bir gülüm vardı
Gövel ördek yalnız yüzer
Çilesinden göl habersiz
Kırmızılar giymiş gezer
Bülbül ölmüş gül habersiz
Gözüm yaşlı dünden beri
Tabibim
Günü sorma, dünü sor
Şikâyetim yok günden
Kaç kez vurulmuşum
Bilmiyorum
Ya saymadım
Kokun en güzel koku, sesin en güzel ündür
Günlerin en güzeli, senin doğduğun gündür
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!