Duvar seni bir gün gelir aşarım
Çıkarsam dışarı yol mu dayanır
Koç yiğitler gibi dağda yaşarım
O zaman atıma, nal mı dayanır
Ser bahçıvan idi gönül bağında
Dikeni gül edip derdi Mahzuni
Türküler solunda dostlar sağında
Bugün muradına erdi Mahzuni
Hep sırtını döndü sırça saraya
Hep gülerken görürdün
Ağlamadı sanma sakın
Dün gece sabaha karşı
Kollarımda can verdi
Bağımızdaki çiçek
Gelen yok giden yok, kalmışım naçar
Közümden ayrılan külüm geri
Elini çabuk tut, bu fırsat kaçar
Hazanda bulduğum, gülüm geri dön
Delice uslanmış, deli akmıyor
İzelim sadece sana şar verdim
Bir istedin sana, elli zar verdim
Eylül sonu sana, iki nar verdim
Biri sende kalsın, birin geri ver
Bir mayıstan önce gelirse bahar
Dereden tepeden kar suyu akar
Ateş olur suyu yâr seni yakar
Sevda çeşmesinden içme elinen
Ayak değil baş insanı yürüden
Belli haberin yok, benim halımdan
Kahpe felek bindi, inmez dalımdan
Kış gelmeden kurtar beni zalımdan
Yollar kapanmadan, gel beni götür
Kuş konan ağacın, dalını eğmem
Bin dünya verseler çirkini öğmem
Ben, beni kıskanır eline değmem
Gözümü gözünde, görüp gideyim
Sevdim bir kaşı karayı
Terk ettim köşkü sarayı
Senden aldım bu yarayı
Gülünü bırakıp gitme
Yiteceksen bağrımda yit
Sönmedi ocağım hâlâ yanıyor
Küllerim, közlerim dünü anıyor
Yârdan haber aldım yaram kanıyor
Gel gör aynı yerden vuruldum gönül
Kalifet Dağı’nı görür gözlerim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!