Gazel olmuş yapraklarım yerde
Çürür ömrüm başım göklerde
Beklermisin beni bir tenha yerde
Ben kuru bir ağacın dalı olsam
Kuşların haram mekanı olan
Karanlığın köhne fenerinden kopup,
Muhanet edasında dalgalar geliyor.
Şaf şaf sesi dost nidasından beter,
Kızgın kayaları sökün etmiş geliyor
Öksüz akşamların yetim toprağı gibi,
Kör kelebekler uçuşur kapımda
Kapım açık ey karanlık
Virane kuşlar ötüşür damımda
Dam tarumar ey yalnızlık
Girdi içeri yalnızlık
Semaya kalkardı her el her baş,
Hürriyet için dökülen şu gözalerdeki yaş,
Yerinde durmazdı adsız yatan o taş
Arıyor vatanı bir bir nerede hürriyet!
Bak ovaya, kıra-bayıra
Ellerim başımda
Selamın başım üstüne
Sen orada ben burada
Hasretin gözümde
Ah çekip her gece
Geceyi seyreyle ki
Bir küskünün gözlerinden
Ne ateş yanar, ne duman tüter
Ne yıldızların göz yaşları diner
Geceyi seyreyle ki
Hangi hıçkırık masumiyetindir, kevgiri dümende
İhanetler gül pembesi açarken, dostunun teninde
Jurnalcılar kefen olmuş sararken seni bedeninde
Ayan olmaya, kendine doymaya hal mi kaldı sende
Tufan kopar yüreğin acımasızlığın yokuşunda
Bu gün çok hastayım
Dizelerinizle yastayım
Şimdi sizden de ustayım
Çekip gidemezsiniz
Ay gibi paralayıp, gün gibi söndüm
Yoruldum uçmaktan bu sevda ile
Bir kuşun kanadında mola vermeli
Alıp götürün kalbimi bu rüya ile
Bitmez hayalin arkası, mola vermeli
Her mevsim, her bahar, her renkten
Anlaşıldı yok bir faydan bu aleme
Öyleyse engel olma iki bilene
Al cevabı şayet dokunursa kefene
Olsun ağır cevabın kefede
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!