Girdin Selanik'te bir kapıdan içeri
Karşında çelik zırhtan anı defteri
Anlaman imkansızdı o cevheri
Dokunup kirletmeye niye gittin?
Girdin Selanik'te bir kapıdan içeri
Hoca uyurken yatakta
tüm ahali ayakta
gürültü kıyamet öteki sokakta
ceng-i alem eder bir aylak da
efendim lafın kısası
Ay gözüktü şubatın on atlısında
Elinde bir testi dolusu kar ile
Göz kırptı iki bulut ortasında
Zülüflerinde eski yar kokusu ile
Vurun beni vurun arşa doğru!
Düştüm dünyamdan habersiz
Çırpındığım yer dert çömleği
Gönül ahudiyarındayım dilsiz
Hıçkırdığım yer dert çömleği
Ne var ala başı baştan
En güzel şiir dağ başında yazılan şiirdir
Sen ve duyguların başabaşa
İki arşın ötede karıncanın bile ayak seslseri
bir başka tırmalar kulakları
Uzanırsın usulca yarin döşüne
Bakmayın öyle tam takım giyimime
İçimde işlik yamalı, içinde yürek!
Aldılar koydular beni altın bir kafese
Yüzünde astar yamalı, içinde kepenk!
Önümde yığın yığın okunur kitap!
Bir dost "çirkin'' demiş sana
Eğip başını öne ağlama şiir.
Akışında giden çağlayana,
Ümitsizce bel bağlama şiir.
Güzellik ne onda ola, ne bende
Sensiz, hep karanlık yüzünü dönüyor ay
Özlüyorum, geceleri yüzünde parlardı ay
Bil ki, öldü sana zulmeden karanlık ay
Vay, vaylar olsun söndü yüreğimdeki ay
Zaman biçare kalır dönen çarkında ay
Yüreğimde acı tortuları koyup gittin
Bozkırın çıplaklığında bir ceylanım
Şimdi benden uzakta bulutlardasın
Sensiz alevler içinde deli rüzgarım
Veda etmek bir ruh adabından geçer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!