Tutunduğum son dal kırıldı işte
Sen artık geriye dönme olur mu
Yokuş çıkan ömrüm gayrı inişte
Yol bitince beni görme olur mu
İçim de ateşin söndü be canım
Seninle ne zaman göz göze gelsem
Cayır cayır yanar, yanar sol yanım
Ah! ..Bir sarılsam da “kolunda ölsem”
Ölürken ismini anar sol yanım
Gece var karanlık gece var sessiz
Gözünde bir damla yaş gördüm bu gün
Yanağında bir yol arar gibiydi
Yalnızca çilesi çekilen ömrün
Sebebini boş yere sorar gibiydi
Sen bu gün mü doğmuştun sahi?
Hem de böyle berbat bir günde
Allah bilir ya;
Sen doğum günü de kutluyorsun! ..
Hatta üç beş “sırnaşık” partine katılıp,
“İyi ki doğdun” diye tempo da tutmuşlardır! ..
Gidecekmişsin ya da gitmişsin
Git ya! .. Ne olacak ki? ! ..
Sen gitmeden daha “gideceğini”
Ne iz bırakmışsam aşktan yana sileceğini
Biliyordum! ...
Biliyordum da toz kondurmuyordum
Defoooool! ....
Seni kovuyorum! ...
Ne o? .. Şaşırdın mı? ! ..
Niye ki?
Haaa! .. Doğru ya! .. Sen burada değilsin ve ben “burada olmayan birini nasıl kovabilirim” değil mi? ?
Sana! .. Evet sana
Karanlığın bağrını yırta yırta üstelik
Hasret dolu şiirler yazıyorum geceler boyu
Ve ”özlüyorum seni”
Bala’sına hasret analar gibi
***
Hasret; sensizliğe zor bir itaat
Kopuyor bir şeyler fark ediyorum
Sanma ki bir gece “on iki saat”
Her gece bir ömür kaybediyorum
Başımı yastığa koymak bir acı
Seni “sana rağmen” sevmek var ya! ..
Ölümden zor! ..
Seni “sana rağmen” sevmek! ...
Bir ateş, bir kor! ..
***
Gözlerine bakarken “iki büklüm” oluyor dilim
Ülkemde bunca it, soytarı varken
"Hak" söylemeyene yazıklar olsun
Hayvanların bile baytarı varken
Derde dert katana yazıklar olsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!