Yoruldum konu sen olunca;
Dili geçmiş zamanlarla
cebelleşmekten...
Biliyorum çoktan kapandı devrimiz
ve istesekte bir daha
doğmayacak aynı güneş...
Nice yağmur yüklü
Satırlar dizerim sana.
Pek çoğu da buram buram...
Hüzün kokar.
Her zerre, her damla
Bir telaşla doludur,
Hapsedilmek Şarlo,
Bir akla, bir fikre,
Zamana ve bir kalbe,
Neresinden bakarsan bak,
Hepsi esaret bir yerde,
Üstelik sıkıca tutunduğun
Sen benim şiirlerimi hiç okumadın
Değmedi satırlarıma gözyaşların
Ellerinin dokunacağı kadar
Yazamadım senden sonra
Kalem küstü, kağıtlar uçup gitti diyarımdan
Ve unuttum bir gün karalarım dediğin ne varsa
Diyorum yazamadım senden sonra
Yokluğun o kadar büyüktü ki
Ben seni nasıl unutacağım şimdi?
Gün henüz batmamış
Ve karanlık tüm iştahıyla
Yutmamışken koca bir şehri
Sokaklar kötü bir kadın gibi
Düşmemişken gecenin koynuna
Ses gelmiyor Kudüs'ten
Dar sokaklarından silinmiş insanlık
Ve serçeler dahi kanatlarını vurmaz olmuş yer yüzüne
Bulanmaktan korkarak hüzne acıya kan ve kire
Ses gelmiyor Kudüs'ten
Ölüm ucuz, kapı kapı dolanıyor
Sevdaya da kıyarlar,
Hem de en çok sevdaya...
Kanlı elleri ve aç gözleri ile
Soğuk bir dokunuştur gezinir teninde...
Ve bencil yüreklerden bir hançer saplanır,
Umuda çalan deli mavisine,
Bir gün gideceğim ben de tıpkı diğerleri gibi...
Ruhumdan düşen serin damlalar ıslatacak toprağı,
Rüzgarın uğultusunu giyeceğim üstüme,
Tatlı bir melteme emanet ettiğim hüznümü,
Beyaz kar taneleri, ete kemiğe bürüyecek.
Bir gün gideceğim ben de tıpkı diğerleri gibi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!