Ben sana teselli olmaya gelmedim,
sessizliğine dokunmaya geldim.
Kırıldığın yerden değil,
inanmaya başladığın yerden sevdim seni.
Ben bir anın içinden geçip giden değilim,
Sen yoksan…
Nefes almak, sanki yabancı bir dil konuşmak gibi.
Hava ciğerime dolsa da, yaşam içime sinmiyor.
Çünkü varlığın, soluduğum her boşluğun anlamıydı.
Bir yanım eksik, bir yanım hüzün,
Sen gittiğinden beri...
Suskun kaldı gözlerim,
Hâli perişan yüreğim.
Bir yanım mahcup, bir yanım mağrur,
“Bir Zamanın Kalbinde”
Bir zaman vardı,
rüzgâr susmadan konuşurdu penceremde.
Adını bilmediğim bir sızı,
sanki yüzyıllardır bana yürüyordu.
Gözlerimizi kapattığımızda,
zihin kendi ormanını kurar.
Yollar kıvrılır, gölgeler konuşur,
ve rüyalar arasında yaprak gibi savruluruz.
Peki ya bitkiler?
İstanbulumun gözleri sabahı doğurur,
gecesi yalan söylemez.
Bir bakışıyla yakar,
Bir susuşuyla affeder seni.
Teninde tuz vardır, denizden kalma,
Öyle bir haldeyim ki, tadım tuzum kalmadı artık.
Nereye elimi atsam kuruyor.
Başıma hep olmazlar geliyor.
Hani derler ya, denize girsem deniz kurur, volkana düşsem, söner, işte o misal.
Birini sevmeye kalktım, neyine güvendiysem artık, o da poligami çıktı.
Şansıma tüküreyim..
Ey yüreği güzel insan…
Bilmiyorum kim olduğunu, nerede olduğunu,
Ama kalbimde bir his var sana birkaç sözüm var.
Belki yalnızsın bu gece,
Belki giden biri bıraktı sessizliğini ellerine,
İnsan bazen kendi duygusunun içinde kayboluyor. Kaybolmak bile lüks aslında; çünkü çoğu zaman hissetmek bile cesaret gerektiriyor. Duygu olmayınca insanda eksik kalan tek şey duygu değildir, kendisi de eksilir.
Yine de ilginçtir, hissettiğinde de suçlanır çoğu zaman. Sanki kalbini ortaya koymak, zayıflıkların en büyüğüymüş gibi.
Ben yıllar boyunca duyguların yük olmadığını, tam tersine varlığı anlamlandıran şey olduğunu düşündüm. Ama ne zaman karşılıksız bir his büyür içimde, işte o zaman anlıyorum: Karşılıksızken hissedilen, insana kendini sakınmayı öğretiyor. Hisseden değersiz oluyor. Çünkü toplum, duyguyu değil karşılığını ölçüyor. “Ne hissettin?” diye sormuyor kimse. “Kim hissetti?” ya da “O da hissetti mi?” diye soruyor. Sanki duygunun doğrulanması başkasının elindeymiş gibi.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!