Yüzüm her mevsimi sonbahar yaşadı
Gözlerim hep kıskandı bulutları
Hıçkıra hıçkıra gürlemedi dökerken damlaları
Yalnızlık rıhtımının gözlerinde
Kahverengi bakışların sesinde
İçten gülümseyişin nefesinde
Şarkıların ve şiirlerin kıyasıya düellosunun da
Kalabalığın kelime yarışının göz takibinde
Sessizce pineklerken yalnızlığın içinde
Hayat denizinin karanlık sularında bata çıka
İstem dışı atılan her kulaç, boğulmamak adına
Titreyen mor dudaklara ve yalnızlığın hükümdarlığına
Yüreklerimiz bir deniz
Sevgi ise denize akan bir nehir
Akan su berrak
Ne kadar çamur kil varsa tabanda
Acı yüklü hüzün vakitleri
Yüreğin dillendiremediklerini tabanda bitiktirdiği gibi..
Dün gibi değil mi? hüzün çiçeğim
Ekmek arası balık yerken kılçığı batmıştı dudaklarına
Kan damlarken yüreğim sızlıyordu oysa O kahkaha atıyordu
Yeşil gözlerin sonsuz okyanus misali,
Hep sığınacak bir ada aradım yıllarca,
Fırtınaların da,
Orda kalacak savrulup düşmeyecektim.
Gözyaşlarınla akmayacaktım, Karışmayacaktım bastığın toprağa..
Durulduğun da,
Gökyüzü karanlık yıldızlarda yok
Sende yoksun
Yüreğim kanıyor
Şahlanıp her şeyi yıkmak geliyor içimden
Kabarıp sahillere vurmak geliyor isyanlarımı
Nerde sin gümüş bakışlım nerde
Özlemi savurdum tek seslenişe
Gardımı düşürdüm dargın güneşe
Sevgimi dokudum gülümseyişe
Kalbimi sevdana verdim menekşem
Baharı getirdin mevsimlerime
Hantal dakikaların esaretinde gece
Sabah müebbet mahkumuna özgürlük kadar uzak
Sonbahar rüzgarına kapılmış anılar hırçın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!