Ey Gönlüm, Neler Ettin…
Nice aşklar sığınaklarında barındırdın
Sevginle suladın, şefkatinle besledin
Gecem suskun gözüm yaşlı diledir
Hüzün coşkun gönlüm acı çiledir
Sevdam küskün kara bahtlı güledir
Gülmedi hiçbir zaman isteklerim
Beklide bu alınyazım kaderim
Hak ettiğinden fazla değer verdiklerim
Bir bir kayboldular sevdiklerim
Ufuktaki yıldızlar gibiydi hayallerim
Gün be gün kapladı ufkumu karabulutlar
Bak yine takvimin yaprağı nakarat girdabıyla kapımda
Ayrılığın yıldönümü hasretin acı şerbetiyle masamda
Hüznün dikenleri yarama batmakta, tuz tanelerinin yağmurunda
Işık cümbüşüyle dolan gözlerin,
Tebessümle yanakların kırlara döndüğü,
Çiçeklerin açtığı,
Kelebeklerin koşuşturduğu,
Yaz sıcağında bahar kokusunun yükseldiği andı…
Vakit mutluluğun hazında son gülenin zirvesinde
Mevsim asılsız hayallerin yıldönümünde
Sabırlı akıl gerçekçi rolünü yine üstlendi son perdesinde
Sele kapılmış, sevgi yoksulluğunda zaman
Mevsimlere işlemiş mutluluğun, baharları kısa kışları uzun
Yar dediğin, rakı kadehindeki berrak buz kadar masum
Donmuş kalbinin üstüne alev tenini ekecek kadar hırçın
Umudum körelmez bu çamur deryasında
Ayna olamadım bir türlü sana bakan
Sana ulaşamadı ellerim
Yıldızlara dokundum
Saçlarına erişemedim
Bulutları okşadım.
Zamanı şaşırdım sana alıştım,
Sen hem bana çok yakın
Hem de çok uzaksın
Bir bilmecesin çözemediğim
Hayat, denizin kıyısında yakamoza uyanan gecede
Hayat, güneşi uğurlayan kahverengi gözlerin içinde
Hayat, bahar kokulu esintinin serinliğinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!