Bazen burukluk yeşerir içten ve derinden
O an kararır gökyüzü ıslak bulutlar sarar
Üşüme tutar benliğini ürperir kimsesizlikten
Acı bir isyanla dillenir yüreğin umutları arar
Sahipsizdir sevgin, sıkıntıların, sevinçlerin
Gündüzü yoktur gecenin uzadıkça uzar
Seni unutmak istedim,
Kelebeğe bürünüp, Halikarnas’ın koynuna süzüldüm.
Kara incir koyunun berrak sularında yüzdüm.
Barlar sokağının çılgın kalabalığına karıştım.
İthal parfüm kokulu hatunların kollarında, güya seni yitirecektim.
Sarhoş olmak istedim.
Sen gecenin kucağında
Ben gündüzün sıcağında
Sen baharın bahçesinde
Ben umudun ateşinde
Sen sevginin pınarında
Vakit tamam, bugün sessiz veda da zaman
Gün geceye üç saat mesafede
Sahildeki kayalığa giden patika yoldan
Ayaklarım son bir yılın ezberinde
Hani o seninle hep oturmayı hayal ettiğim
Hiç görmediğin ve sana bir kez olsun bahsetmediğim
Sesin yetmiyor sana olan hasretimi dindirmeye
Gurbetin yağmurları yetmiyor, özlemimin ateşini söndürmeye
Kimsenin sevgisi yetmiyor, üşüyen yüreğimi ısıtmaya
Yalnız sen bir tek senin varlığın yetiyor bana Annem….
Gözyaşlarımı ektim hasretin akşamlarına
Sevdan bedenimde şarap, sen yıllanmış hasret
Gittin gideli, bütün mekanlar bana gurbet
Geceler uzun, her deminde hatıran kısmet
Belki hiçbir engeli tanımayan yürekti
Mantık meclisine dilekçe yazmadan,
Olur almadan, karşılık beklemeden,
Sormadan ölesiye sevmekti.
Buğulu gözlerin ışığında mutluluğa yürümekti
Sevda rüzgarın da hiçbir dala el uzatmadan
Güneşi gökyüzümden
Renkleri gözlerimden
Baharı mevsimlerden
Sevinci yüreğimden
Sürükleyip peşinden
Nasıl yaşarım hiç düşünmeden
İşte tam karşımda yılların benden sakladığı biri
Geçmişe bakıldığında iyi ki beklemişim dedirten biri
İçindekileri saklamayan ne düşündüğü dile gelen biri
Yek düzen hayatın sıradanlığı işlemiş masasında
Yalnızlık sandalyesinde çivilenmiş bedenim
Hani umutlarım garson olsa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!