Uyanır da gözlerin,bir Eylül gecesinde,
Düşlerin kadar üryan bulursa ıslak dudağını;
Gamzelerin bir ılık nefese hasret
Duyarsa şayet;
Solgun ışıklarıyla sabah,
Geceler ruhumda bin parça ziya,
Gündüz lügatımda ölümlere denk.
Saatlerde tık tık,zamanda riya,
Soluk alışlarım şafağa ahenk.
Bırak ellerini çek perçemimden,
Aynalarda ansızın donan yüzüme baktım,
Gözlerim gözümdeki yaşları sayıyordu.
Yüreğime çizdiğim resimlerini yaktım
Yıldızlarla beraber yüreğ im kayıyordu.
Çoktandır kapanmıştı gözlerime perdeler
Gece,
Bir çocuğun gözleri kadar
Buğulu bakıyorsa
Kızıllığına sevdanın;
Gel ve okşa ruhumu ey kader,
Ay ışığı örttüğü zaman
Kapatmak istiyorum bakışlarımı yar,
Kimsesiz bir çilenin penceresine.
Kulaklarımı kapatmak sonsuza kadar,
Şu masum cemiyyetin eskimeyen sesine.
Beşiktaş’ ta bir çınarın altında,
Bilmem neden her gün bana sorarsın?
Susmak için hep bahane ararım.
Alnım açık olsun diye ey güzel
Saçlarımı hep geriye tararım.
Hadi be düşüm;
Kurtul artık bu aymaz sevdalardan,
Ve dağlardan
Boynu bükülmüş çiçekler getir bana..
Doğrulanmamış gerçekler getir bana,
Hadi be düşüm,
Kurtul artık
Bu aymaz sevdalardan..
Ve dağlardan
Boynu bükülmüş çiçekler getir bana..
Alnıma yazılmış bir kara yazı
Uyutturmaz beni gündüz ve gece.
Titretti fezayı ruhun avazı,
Terk etti kendimi benden gizlice.
Baş eğdim karşıma çıkan gerçeğe,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!