Yirmi dörtten yirmi üçe insin de gör ayarın,
Kurtarmaz bu vatanı nutku üç–beş hıyarın.
Basar beni sinesine bin çileli rayiha
Tel tel olur gözlerimden akar aşkın kokusu.
Sanır mısın saadettir ızdırabın firkati,
Can özümü deler geçer, yakar aşkın kokusu.
Güneş yine erken battı bu akşam,
Dalgalar çok erken sustular, neden?
Gölgemin dürttüğü toprağa baksam,
Gölgeler toprağı kustular, neden?
Ürperse son soluk, küsse keramet,
Ateşi aşkım ile dünya yanıyor sanırım
Tutuşandır yüreğim kokusundan tanırım
Ya gülistane su gönder sona ersin bu ateş
Ya kararsız ruhumu aşk alacaktır Tanrım
Dermanımı vereceksen ecelimdir sanırım
Neden yarim gelip bana derdini,
Söylemez de gider ele anlatır?
Bir mahzun ney gibi dert çektiğini,
Seherlerde gider yele anlatır.
Gözyaşım buz tutar pencerelerde
Seni
Kalbime saklayacağı.
Güneş değmesin, rüzgar esmesin.
Hiçbir sevda dokunmasın biçare duruşuna.
Ta ki
Yüreğime damlayan arzularım
Baktım bir acı hüzün tadı var yanağında,
Açan güller nedendir, hep ağlar yanağında?
Yanağında açan gül suyunu nerden alır?
Yoksa çöle dönerdi o bağlar yanağında.
Yere bakan bir güzelin
Gözlerine yansır toprak,
Ve bakar kahverengi.
Bir gün yanar gökte güneş,
Düşer yere ince ince,
Dün akşam yine yapayalnızdım,
Sesin yankılanmadı odamda
Başucumda,
Kırık bir kalp inledi durdu
Sabaha kadar.
Seni gördüm rüyamda, gözlerin titriyordu,
Bir çınarın altında ağlayıp duruyordun.
Fırlayıp yatağımdan eski resmine baktım,
Yüzünde binbir hüzün, gizlice ağlıyordun.
Ellerin rüzgar gibi saçımı okşuyordu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!