Üşüyorum; oysa kapım açık
Haydi gel, ısıt beni Ankara.
Nedense kaç gecedir uyuyamıyorum
Kes şu pis gürültünü be Ankara.
Lambaların yanıyor sabaha dek,
Neonlarından gözlerim kamaşıyor Kızılay'ın
Neşeyle ıstırap birlikte olur mu dersin?
Dokuz ay karnında taşırken beni
Sen bunu çok iyi yaşadın annem.
Her zaman sevgiyle kondurduğun buseni,
Yıllar geçti, hâlâ yanağımda duyarım annem.
Gel, bir anlaşma yapalım seninle,
Sen sevgisizliğini belli etme,
Ben bu büyük aşkımı.
Zor da olsa
Büyük bir aşkla
Bakmayayım gözbebeklerine
Dokunduğumda içimi titreten
O yumuşak, o narin tenin gelir de aklıma
Kelebeklerin kanadında ararım seni.
Düşündükçe ilham veren sesini
Hatırladıkça dudaklarındaki lezzeti
Arının peteğinde ararım seni.
Bütün Ankara duysun
Şahidim olsun bu kent
Gökteki yıldızlar
Ve korkunç karanlık;
Seviyorum seni.
Bütün Ankara duysun
Dün bir mektup aldım senden
Uzaklara gideceğini yazıyorsun
Son sözünde bana “Unutma beni” diyorsun,
Oysa ben seni hiç unutamadım ki.
“Sakın benim için ağlama” diyorsun,
Sana akan gözyaşımı hiç kurutamadım
Öyle yandım ki acınla
Öyle çok gözyaşı döktüm ki ardından
Seni öyle çok özledim
Sana öyle bir kahrettim ki
Sitem bile kalmadı yüreğimde
Neden bırakıp da gittin
Akıp giden zamanı, bir serap gibi,
Tutabilmek ne mümkün, gelir mi geri.
Kıymeti bilinmeyen sevgilileri,
Yad etmenin yararı, bilmem var mı ki?
Rengine bakılır mı açan güllerin,
Sönmüş bir mazinin acıları gelirse aklına
Kurumuş hayallerinde beni ara
Gün olur da gözlerin çakmak çakmak yanarsa
Bitirim sokaklarda beni ara.
Gün olur da
Gözlerin bulutlanırsa,
Caddeler ıslanır
Şimşekler patlarsa eğer
O gün beni hatırla.
İzzet Selçuk Cumaoğlu 1953 Kayseri doğumludur. İlk, orta ve liseyi Kırşehir'de okumuştur. Gazi Üniversitesi Elektrik Fakültesini 1978'de bitirmiş, Türk Telekom'da Grup Baş Mühendisi olarak çalışmıştır. Yakalandığı kanser illetine yenik düşerek hayatını kaybetmiştir.