Dokunma yüreğime, yanar narin ellerin,
Alev alev köz oldu, bilmezsin yok haberin.
Bırak küllensin artık, yansın bir zaman daha,
Derler ki iç yangını, ilhamıdır şairin.
30 Mayıs 1988-Pazartesi/ Ankara
Hiç affetmeyecektim, seni mahşere kadar,
Ahımdan olacaktı, evin barkın bir mezar.
Milyon kere el açtım, Tanrı’nın huzurunda,
Kıyamadım bir kere, edemedim intizar.
2 Şubat 1990 - Cuma / Ödemiş
Çekilip inzivaya, seni düşünürüm hep;
Bu divane halime, bil ki sensin tek sebep!
Tatmışım ayrılığın, bitmeyen acısını;
Duymam ısırsa, soksa; mahzende çıyan, akrep.
19 Ekim 1988 - Çarşamba / Ankara
Çiz garson birer birer, tüm siparişler iptal,
Tadım tuzum kalmadı, bilemedim bu ne hal.
Bahşişini fazladan bıraktım helal olsun,
Gidiyorum bu elden, daha dönmem hoşçakal!
1 Mart 1990- Perşembe / Ödemiş
Bu bir imtihan belki, sabrımızı zorlayan,
Pes etme ey bedenim, dayan birazcık dayan.
Sabrın sonu selamet derler hiç duymadın mı?
Dinermiş tüm acılar, geçip gittikçe zaman.
Ankara 1983
Seni cana eş bildim, can içinde can gibi,
Dolaştın yıllar yılı, damarımda kan gibi.
Oysa sen ne kadar da kolay harcadın beni,
Atıp imzanı gittin katlime ferman gibi.
13 Aralık 1988-Salı / Ankara
Öyle birini sev ki, gönül sen ona inat,
Dile düşsün aşkımız, duysun bütün kâinat.
Bendim asıl maşuku, deyip pişmanlık duysun,
Ağlasın gizli gizli, içinde kalsın feryat.
3 Mart 1989-Cuma/Ankara
Ne şaraptan, ne meyden; sarhoşluğum bu akşam,
Gitmiyorsun aklımdan; ne işlesem, ne yapsam.
Pikapta plak döner, koltukta başım fır fır,
Kulağımda ince saz, içimde hep aynı gam.
13 Ağustos 1989 – Pazar / Ödemiş
Bir gün karşıma çıktın, gözüm gözüne daldı,
Bir kıvılcım içime, düşüp kor ateş oldu.
Yandım yandım kavruldum, kaybettim kimliğimi,
O kapkara gözlerin, benden ruhumu çaldı.
-Kasım’a-
Sen beyit düz, ben dörtlük; nasılsa postu serdik,
Geçmek için ya sihir, ya da gerek bir tılsım,
Ne formül ezberledik, ne derse kulak verdik,
Rakama ilgimiz yok, ne yapalım be Kasım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!