Elimi verdim kolumu alamadım...
Yarabbim bu ne biçim bir aşk;
Laftan anlamaz halime acımaz!
Üstüme-üstüme geliyor aşk;
Labirent misali aşk; içinden çıkamıyorum!
Elimde olsa; zamanı durdururdum…
Yollara düşer, seni arar bulurdum…
Lacivert’e boyardım dünyanın her yerini…
Üzerini sarıyla yazardım seni nasıl sevdiğimi…
Lakin gereği yok; dünya böyle de güzel.
En derinindesin yüreğimin!
Yüreğimin en güzel köşesinde saklıdır yerin.
Lazım değil bana senden başkası…
Üstüme gelmesinler; kimseye yok faydası.
Latife değil bu; sözlerimin hepsi gerçek, tatlısı.
Elimde olsa, durdurmaz mıydım zamanı?
Yanıldım işte, kâr saydım yaşadığım her anı.
Lazım değil bana kimsenin ünü, ünvanı.
Üstelik defalarca söylerler her yalanı.
Lokman Hekimde bile bulunmaz dermanı.
El ele seninle buralardan çekip gidelim…
Yüreğimizin bizi götürdüğü maviliklere, sevgilim…
Limanım ol sen benim, ben de senin denizin!
Ülkemin en güzel kızı; bu kalp, bu can senin…
Laf olsun diye değil, yürekten diyorum, bilesin!
En sonunda suskunluğumu bozdurdun bana.
Yürekten diyorum ki sana;
Lütfen aşk borcunu öde bana.
Üstü kapalı “tamam, tamam” diyorsun…
Lafla pilav gemisi yürümez, biliyorsun.
Bir güneş gibi doğmuştun,
yalnızlığımın üşüdüğü
gönül şafağımın ayaz sabahında...
Ve yine bir güneş gibi yitip gittin
gurbetin dayanılmaz bu yaz akşamında...
Sana, seni sevmediğimi söylemişler-ya...
İnanma bir tanem; külliyen yalan-ya...
Haykırıyorum aşkımı, duysun bütün dünya...
Seni sevmiyorsam-mezarım olsun şu Alanya...
Benim için, sensizlik kâbus, korkulu bir rüya...
Alengirli işler sana mahsus,
Ağzına sakız olmuş ar, namus.
Bence sen hiç konuşma, hep sus;
Sonun ya ölüm, ya da mahpus.
Herkesi kendin gibi belleme,
Daha on yediydin Ali'm.
O kefeni nasıl giydin Ali'm?
En büyük hayalin olmaktı muallim;
Tetik çekip sana kıyan nasıl bir zalim...
Ali'm, kör kurşuna hedef mi doğdun?..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!