Kabe'nin hasretiyle, yürekler yanar
Gidemeyenin özlemi, derinden kanar
Nasibe ulaşan, aşk-ı kucakla banar
Paran varken bir kere, git be kardeşim
Allah zenginliği, istediğine verir
Odamın hemen karşısında, boş odan
Kapısını kilitledim, senin ardından
Hatıraların çıkıp gitmesin diye
Ayak izlerini takip etmesin, ardı sıran
Yalnız başına kalmış bir çivi duruyor, duvarda
Ufuk uzaktan görsel bir çizgi
Çizginin berisi, güneşten dizgi
Dizgi de binlerce âlem gizli
Hayattan muğlâk, çizgi ötesi
Litosfer gömlekli, gezegen derisi
Hafif bir rüzgar esiyordu, sen balkondan bakarken
Saçların boşluğa savrulacak gibi oluyordu
Yüreğinden gelen o şimşekler içinde çakarken
Kalbim ikimizin aşkı adına silme doluyordu
Yağmur yağacaktı, biraz sonra hani
Bulutlar taşımıştı hüznümüzü, şehrin üstüne
Dağ gibi yüreğiyle geldi
Dağın eteklerine
Kuşandı malzemelerini
Kovboy edasıyla
Dağcı
O, mahallenin delikanlısıydı
Bölge ondan sorulurdu
Bir imajı vardı
Önünde el pençe durulurdu
Önceleri başında bir sarık vardı
Toz bulutu kapladı her yanı
Bir süvarinin geliş müjdesi değil
Ecelin bir saniye öncesinin arifesi bu
Hücum etti
Surun deliklerine tinler
Sinelerden uçup gitti
Melek olmak nasip olmadıysa
Hayvanlık kaderimize yazılmadıysa
Kulluk vazifesi üzerimize kaldıysa
İnsan olduğumuza dua edelim
Rahmanlık tüm insanlara verildi
Eskisi gibi üşütmüyor kışlar
Ve ısıtmıyor yazlar
Kızıyorum yağmura
İştahla ıslatmıyor diye
Ne bu güneşin hali
Yüzünü çevirmiş dünyadan
Yüreğime hükmeden dişi kadı
Kalbimin derinliğinde kazılı adı
Esmerlerin güzeli, ruh prensesi
O vazgeçilmeyen tatlı bir cadı
Kopsa da gürültü, çıksa da adım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!