Derin bir iç çektirir çocukluğum
Kolay olurdu, her şeyi sahiplenmek
Gerçekleşirdi hemen, hayal etmekle
Yağmur damlalarını, birbirine eklemek
Düşlerin önünde beklemek
Yeni bir yaşam amacıyla indi
Uçan daire
İstila edilecekti dünya
Ve... Vesaire
Umutları havada kalmıştı
Şarkı söylüyor, dağın esintisi
Vokal yapıyor, yağmurun sesi
Güneşten kopuyor, ecelin nefesi
Yeşillik vadilere, it beni rüzgar
Kucak açtım, gökte ki bulutlara
Mazide kaldı, geçmişin buruk dürgüsü
Acıları törpüledi, talaşsız zaman sürgüsü
Ayıpları örterken, ayyuki edep görgüsü
Yerleri süpürdü, kıymetsiz mantık örgüsü
14 06 2009
Deniz kuşları dolaşıyor tam tepemde, bulut misali sayısında
Ve ben oturuyorum Mudanya sahilinde, sarı kumlu kıyısında
Marmara rüzgarı selam getirdi, karşı İstanbul sislerinden
Beyaz bir tül germişti semaya, kokusu kendi mayasında
Selam olsun İstanbul'a, boğaza ve Prens Adacıkları'na
Masal olsam mitlerde, tarih boyunca anlatılan
Kulaktan kulağa, asırdan asırlara atlanılan
Yiğitliğiyle kıskanılan ve ünüyle çatlanılan
Pelesenk kalsam dillerde, masal olsam
Aşkı icat eden mucit, sevilen büyük âşık
Aşk, bir 'Türlü yemek'
Bu 'İçinde her şey var' demek
Bulandırsa da mideyi
Amaç her koşulda sevmek
Tatlısı zevke astırır
Yeryüzüne indi, ilk önce melekler
Kabe'ye dikildi, manevi direkler
Dualarla yayıldı, her yana dilekler
İbrahim'in çağırdığı yerdir, Mekke
Mekke'ye gitmenin yoktur, yaşı
Kutsal ruhundan üfürdü Rab
Karnına yüklensin diye Meryem
Ve Yusuf çoban oldu
Bakire Meryem’e
Her şeyi anlatı ona rüyasında
Rab
Yaşlanmak mı?
Aldırmıyorum yıllara
Beyazlayadursun başım
Kızmıyorum saçımda ki kıllara
Ben, yıllanmış şarap
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!