Sen oradan, ben buradan
Yalvaralım Yaratan ‘a
Avuçlarımızı geniş geniş açıp gökyüzüne,
Tek bir kerecik duyursun bize, lütfedip
Var mıdır kaderimizde gülecek bir günümüz,
Yoksa hep böyle çilelerle mi geçip gidecek
Neden sisler içinde kalıyor bu gözlerim
Seni anarken?
Gözlerim neden yaşarıyor,
Nedir alıp veremediği seninle yüreğimin
Ki; yaralanıyor seni andıkça?
Bunları daha bir iyi anlamaya başlayıp duruyorum
Gel de taş atalım durgun sulara,
Açılsın sularda altın halkalar.
Yosunlar sarılsın ıslak taşlara,
Kumlarda dinlensin yorgun dalgalar.
Felek demek gök demek,
gök demek Tanrı demek.
Haşa anam-babam, haşa, ne suçu var feleğin, göklerin?
Yaratıldığında
özgür bırakılmadı mı
isteklerin?
Senden başka bir şeyim yok ki başka derdim olsun,
Tek derdim senden ibaret,
Tek derdim kervanlara geçit vermeyen dağlar gibi,
Köpüksüz sular gibi, hırçın nehirler gibi,
Derin uçurumlar gibi; atlayıp aşamadığım,
Uzaklarda kaybolan yollar gibi; tüketemediğim.
Dervişle üstadın eşit olduğu
Rastlanmış, duyulmuş, görülmüş müdür?
Üstadın değeri ve boyutları
Derviş tarafından bilinmiş midir?
Sefil mi herkese acep sarhoşlar?
Dervişlikle donanan
Sırrı açamaz olur.
Ateşe düşüp yanan
Gayri kaçamaz olur.
Hayran olur gelene,
Çile alınyazımda silinmez ferman gibi,
Nereden yola çıksam uğradığım han gibi,
Hep senin peşindeyim kolum kanadım kırık,
Sarmışsın dört yanımı bir büyük umman gibi.
(SANA LEYLA DESEM isimli Hece Şiirleri 'nden > 98-98/100)
Gelme dedin, gelmedim,
Görme dedin, görmedim,
Sabretmeyi öğrendim
Çileler kervanında.
Geceler görünmedi,
Esinti olmuşum sabah rüzgarlarında, anam-babam,
Seni arayıp duruyorum köşe-bucak,
Damla olmuşum yüzümü kırbaçlayan yağmurlarda,
Şırıltı olmuşum taştan taşa atlayan sularda,
Gecekuşlarının gagalarında çığlık olmuşum
Ve bir sinsi feryat olup kalakalmışım ciğerlerimde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!