Bitermiş ömür,
69 ile başlayıp 96 ile…
Bir kocakarı deyivermişti:
“Anlıyor insan,
koca–karıdan duyunca.”
Ağlamak…
Bir hüznün, belki de bir sevincin melodisi.
Duygular kaktüs kaktüs.
İmrenirken çocuklar,
her oyuncak bir kavganın hatırası.
Ne çok soğutmuşlar insanı kendinden…
Bakınca aynaya,
başlıyor monolog.
Akarken makyajı yanağından,
ağır olur gönül yorgununa.
Vakit tamam…
Dilimindeyiz,
ölçülmüş ömrün.
Farkında olmadan,
ümmetin sesi yükseliyor zangoçların.
tüm bardaklar dolsun,
yandan çarklı olsun, dedi.
sonra
bir şair çekti edebiyat diyarından
"ha hasan'a ha sana" okudu
mısraları
ağlıyorum
tarçın kokulu çaya karışırken
bakışkarım.
anılarım
binip giderken türkülere,
kahve lekesini sormuşsun
dokunmayacaktın ruhuma hislerimin tenhalığında
bir fincanın falında
asmışım kendimi
yoksunluğunu unutmak için
Ne çok deliyor
bağrını gülüşün,
yahudi piçlerinin…
Bundandır ayağındaki pranga,
ellerindeki kelepçe.
Sonu değil
Makinalaşmak yolun
Yolun zihinlerdeki köhneliği
Tik
Tak
Tik
ve ağlarken buğulu camların teni
sağanak sağanak
babam gelecek bakışlarında
gitti de gelmez
bir türküdür dilimden gitmez
leylide yar leylide leyli




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!