zamanlı zamansız imgelere vurulmak
işitsel bakışlarda
tasvirlerinde kaybolurken
çocukluk anılarımızın
en lüks gofretinden istiyorum
kara bakkal'dan
En son
Sen giderken yağmıştı kar
Senden haber gibi geldi
Ajanslara düşünce
Üşümesin diye
Ömür dediğin bir arpa boyu yoldur.
Elinde amel defterin işin zordur.
Yürdüğün ne yol, yediğin ne yollukdur!
Bu bir gaflet, uykusundan uyana dur.
Neriman der: Bırak sazı etme nazı,
bilse ki insan
ilâhî aşkın inse yansımasını;
hiç oyalanır mıydı aşk,
ölümün de öleceği zamanda.
delilenme sür git.
revan olduğun yolda her çukur
Yazarken terliyor kalemin,
kırılası ucu.
Haykırıyor sensizliğe:
seni
seviyorum, demeyi.
an gelir hicap eder
özgürlük
insanlığın iftihar heykeli
ilâcı olsa
sürer başına
paslı bir gülüşün
kör bıçağına kurban gitmiş
bir ömür
intihar kokan
sifon sesli kahkahanın izleri
Düşleri vururlar kanatlanırken cümleler,
yiyemediğimiz yemeğin kokusuna yavan ekmeğimizi banarken.
Huzur zayiî ilânıyla bulunmayan,
kaybedince sözlükte hiç olmayan,
kâmus gebe…
Salacaktan atacakken kuşlara yem
poz vermeyi de öğrenmiş
martıları
Üsküdarın.
Rivayetlerinde değilim
hangi şair şiir peydahlamadı ki
seni gördüğünde
hangi şehir aldatılmadı ki senin koynunda
şiir gibi ne ki
şiirin ta kendisi
istanbul




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!