1972 Kütahya doğumlu.Makina Mühendisi.Özel bir firma da Genel Md.Yrd.olarak görev yapmaktadır.Yazdığı şiirleri toplayıp kitap yapma hazırlığı içersindedir.
İstanbul'da ikamet etmekte olup evli ve üç çocuk babasıdır.
melekler uyuttu gördüm
dağlarda uzayan ırmaklar gibi
koltukta uzandı
ninni söyledi uyuttu onu bir peri
yanağına buse kondurdum
uyanmadı
tembelleşti bu yaz geç geldi
henüz olgunlaşmadı dalında vişne
serin esen akşam rüzgarında bir gün
öpücükler kondurdum koynuna
gül kokuyordu tezekler
geç gelen baharın ardından
Yollar dolup taşmış sabahın köründe,
Kahpece pusular kurulmuş,bilinmez.
İhanetler büyümüş devin böğründe,
Cücedir devin ihaneti,sezilmez.
Bir candır,kandır yerde boyluca yatan,
ikinci sonat da
bin bir çeşitli hastalık
notalara çivili
yalnızlık mı yalnızlık
tahta beşik sallanırken cadde de
usulca sokulur,hayata girer zaman
tık nefes biter,zaman biter işte o an
kalır geride bıraktıkların,bir de sen
hayatı içen ömür,artık giymiş kefen
geçen zaman mı? hayat mı? biten ömür mü?
hüzün bulutları dolaşır akar yüreğime
güneşler tutulur dünyanın her bir köşesinde
kayan yıldızda maziden kopup da gelir bir an
döner durur bedenim bense dönmeyen dervişan
takvimden düşen yapraklar durmadan dökülüyor
Seyrettim dünyayı yüksekçe bir yerden,
Baktım görülmüyor gönül penceremden.
Serserice dolaşmak mı ki talihim,
Rakkamsız yazılmış kağıda tarihim.
Vücudun zayıflık çekerken,câna can katan bir can taşırdın.
Karanlıktan aydınlığa,bir eşref-i mahlukâtı çıkardın.
Haktan verildi emanet,toprağın kaynağında filizlendi.
Şefkât dokusundan binlerce kilim,ana yüreğine işlendi.
Gün gelir zalim ölür
Zulmüyle kalır dünya
Kara karga üşüşür
Yazılır ak toprağa
Gün gelir katil ölür
Yunus’un dergahındaydım dün
bir tas içinde çorba içtim
çorba içinde aşkı seçtim
aşkı anladım ayrılıkmış
Yunus’un dergahındaydım dün
sen nereden bileceksin? can dost,vefakar insan,gönül adamı mustafa haşimoğlu nun 1974,1975 li yıllarda elimizde büyüyen oğlu sarı ismailin bu kadar duygulu şiirler yazabileceğini.
sen nereden bileceksin? işletme müdürü makine mühendisi bir yiğidin bu kadar zarif ve naif ruhlu olduğunu.