Melül mahzun oldu gönlüm
Ben her gece ağlıyorum
Beyhude geçmiş bu ömrüm
İçim yanarak ağlıyorum
Ağlanacak hallerim var
.
Aşkımı Soruyorsun Tarif Edeyim
Bulamadım Baktım Ki İşte O Benim
Hıdrellez geldi kış bahara hazır
Aramızda dolaşır boz atlı Hızır
Yaratıklar baharla buluyor huzur
Miski amber gibi kokarsın bahar
Baksana doğaya yemyeşil kırlar
Coşup akar bahar seli
Başımızda sevda yeli
Açar ağaçların gülü
Sen gelince güzel bahar
Kök toprakla buluşuyor
Bir şiir olur yaşam dudaklarında
Anı kalır hatıra da ömür sonunda
Ne kadar yaşasan bu dünya tahtında
O taht burada kalıcı biz gidiciyiz
Güvenme dünyanın tacı tahtına
Yağmurlu bir gecenin bahar sabahı
Ekine çiy düşmüş güle çiy düşmüş.
Güzelliğe aşina Mayıs ayında
Gönül’e çiy düşmüş dile çiy düşmüş.
Elmada gül açmış pembeli beyaz,
Bağımsızlığın tadına seninle vardı millet
Hür yaşamın adısın sen ey Cumhuriyet
Atamızın hediyesi sin büyük Türk milletine
Herkes ortak oluyor artık ülkenin idaresine
Seni yaşamak insanlığa çok büyük erdemliktir
Tarihi köşklerin var meşhur idi bağların
Efsunlanmış bağrında uykuda yatırların
Dillere destan olmuş meşhur gazel suların
Güzünde baharında bir başkadır Meram’ım
Kalem biter kağıt yetmez güzelliğini yazmaya
Yaz akşamı ay on beş mehtaplı gece
Yıldızlar biraz ayrılmış aydan şöylece
Göz bakıyor dil susmuş dudakta hece
Yârimin mah yüzüne baktım öylece
Ay karardı ışık buluta aktı aniden
Yol üstünde görürüm eski ve yıkık hanlar
Konaklamış içinde nice yorgun insanlar
Ömür yetmez yol bitmez uzayıp giden yollar
Beni tarihe götüren yıkılmış viran hanlar
Nerde eski han görsem şöyle durur bakarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!