Şimdi gecenin yarısı ıssızlığın ortası
bilinmeyen bir yolculuğun içindeyim
sense karanlıkların önünde
derin bir sessizlik her yerde
içerinde pişmanlıklar sevinçleri almış
karışmış buruk özlemlere
Kemale ermişken yaşım
çoğalmışken aklar saçlarımda
ve unutmuşken seni
neler yaptın bana
bölme uykularımı
düşündürme beni
Ah yüreğim yılların yorgunu
güneşsiz yurtlarda sevdalara kul oldun
karanlık ayrılıklarda ışıksız kaldın
bir sevindin bir acılandın suretlere kandın
yoktu hüznün rengi lal oldu dilin lal oldu gözlerin
her yeni gün aşka sarıldın her sevgili ayrı bir renk
Akasyalar çiçek açar
sarı sarı çoğalır umutlarım
dilsizim sana uzağım
tenim kokuna hasret
yüreğim acına sıla
Sesini duyuyorum yalnızca
bir kaç dakika
bazen yüzünü görüyorum
büyüyorsun içimde
aklım sana düşüyor
bedenim seni istiyor
Acımasız bir zalimin eteklerindeyim
alışamadığım yasaklı günler içinde
Corona korkusunun çaresiz esiriyim
gelip gidiyor düşlerim yarım uykularda
kaç zamandır dışarıları özlüyorum
unuttum sokakların çekici gürültüsünü
Üstümüze sessizce düşüyor karanlık
yeni başlayan bir akşam yerini alıyor
içimde gündüz düşlerinin hükmü
güneş terk eder ya mavi gökyüzünü
hiç düşünmem unuturum geçen günü
bir başıma otururum bu yol kenarında
Bilindik yeni bir lodos zamanı başlarken
deniz yavaşça bir fırtınaya kıpırdanıyordu
hayallerim sahipsiz bir ıslığa benziyordu
sessiz yorgundu adımlarım
yürümekle düşünmek arasında
kaldırımlara sığmıyordu gözlerim
Sevda denilen bir şey varsa
sevmek diye bir şey varsa
varsa aşık olmak diye bir şey
bil ki bu yorgun yüreğimin içindedir
çoğalıp durur kendince sana
Zaman pek yavaş akmakta
nicedir
gün doğumu
gün batımı
bu sözcükler anlamını yitirdi artık
uzakta, oldukça uzakta
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!