şu yanımdan geçip giden mutluluk tıpkı sen
dedim
şu ateşiyle gözlerimi alan uzak güneş tıpkı sen
dedim
şu etrafında dönüp durduğum hayal tıpkı sen
dedim
katiller bile azad olur
zincirlerinden kurtulur köleler
taş duvarlar yıkılır
gün olur dağlar bile yürür
bir sen gitmezsin aklımdan
şurada, ölümsüz olan ruhumun ülkesinde
alevsiz, çığlıksız bir yangın var içimde
söyle, söylemese de yanmaz mı insan
susamaz mı böylesine gizli bir çölün içinde
gördüğü her seraba koşmaz mı gücü yettiğince
unutulsun adım
adım adım
bırak gideyim
kalbim durmadan yanı başında
görmeden gözlerinde ihaneti
bir hayale dokunur gibi
bırak kelimelere dokunsun ellerimiz
kurşunun kalbe ilk dokunduğu yerdeyiz
vedanın mektubunda titreyecek ellerimiz
bu kez tükendiğimiz yerdeyiz
en uzun geceyi yaşadı ömrüm
ben ki ateş idim kutbu buza döndüm
omuzlar üstünde taşınırken tahtırevanım
bir küçük kalbin zebunu oldum...
düşlediğim hiç bir ayrılık sahnesi böyle değildi
sen hiç bu kadar kanlı bıçaklı olmuyordun
ben hiç bu kadar kan kırmızı ağlamıyordum
hayat hiç bu kadar zehir zemberek konuşmuyordu
düşlediğim hiçbir ayrılık sahnesi böyle değildi
bu şiir
severken yazılmıştır
herkes dinleyecek
ama sadece sevilen ağlayacaktır
tılsımlı sözler dökülürken dudaklardan
kessen kadını kanı akmayacaktır
Azrail geldiğinde
beni
seni severken bulsun
aklımdaki, kalbimdeki seni
ruhumla beraber alsın
hasret kendini gizleyiverdi buzdan vakitte
felek gönlümü ağlatmadan aşk nedir bilmedi
mavi’ye çalmadan karanlıklar gecenin mehtabında
hakikat rüya ülkesinden gelmek nedir bilmedi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!