kola takılınca çalışan saatler gibiymişim meğer
sensiz akmıyor zaman
ayrılıkta çivili kalmış akrep ile yelkovan
nabzı atmıyor sahte kalbimin
buğulu canlara dokunan
pencere önündeki adam
bakarken yolda yürüyen aşkın gölgesine
ağlıyor, gözlerinde ne yaş ne de hüzün var
eylüle varmadan dökülüyor yapraklar
Mavi & Rüya’…
gelişin yıldızları söndürdü
bilmem ki güneş misin
mehtapta açan kamer misin
ya gelmeseydin
kirpiklerimde yürüdü nehirler
kuruyuncaya dek ağladı yüreğim
yangın başladığında
onu söndürecek
bir damla gözyaşım kalmamıştı
bizi ayırmışken nefretin insanları
yokluğun var
ve sen yoksun
kandan mürekkepler çiziyor
hayalinin resmini
kalbimin acıyan yerinde duruyor
ateşten kalpte
sudan bir kar tanesi
hüzün ve gözlerin
erir yüreğim
avuçlarından dökülür gibi
çeker gider
bir duaydın sen
kalbimin en sessiz çığlığında yankılanan
bir duaydın sen
gözyaşlarıyla istenen
yalvarıp yakarılan
uğruna ölünen
uykusunda çalmışlar kalbini
rüyalarda dolaşır gibi masumca
mesafeler sınırsız, aşk sonsuzca
bir şefkat ki ipekten yapılmışcasına
feda eder kendini adanmışçasına
bir insan ölümün ardından nasıl doğarsa
bu kahpe savaşı artık bitireceğiz
dağların üstüne kar gibi düşeceğiz
ihanetle yıkanmış kirli kalplerinizi
efendileriniz görsün diye
Telaviv, Berlin, Londra ve Paris’e göndereceğiz
hadi gelin de kendiniz savaşın
sadece susuzluk çekenlerin gördüğü
bir serap gibi gözlerime dokunmuyorsa gözlerin
her dokunuşta yok olmasına rağmen hayalin
aldanmaktan usanıyorsa ellerim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!