ayrılığa tutsak düştüğünde bahtımız
zincire vurulduğunda gözlerimiz
zindan karası güneşler altında
baktığım hiçbir yerde göremediğimde seni
hançer gibi saplanmaz mı hayalin
binlerce kez kesilmez mi can damarlarım
mutluluk, aşk ölmesin diye
kurşunun önüne atar kendini
aşk yaşar ama mutlu olamaz
şimdi anlıyor musun
neden hikayemiz bu kadar kırılgan
parmağımı kesseler kalbim ağrıyor
rüyada geçmişi gösterseler anılar
hayaline dokunduğum düşler kanıyor dostum
zaman su gibi akarken tutamadığım saatler
içimde bir şeyler, kimsesiz biriyle beraber
mutluluğu tarif etmem için
muhtacım gözlerine
gözlerin uzak düşmüş gözlerime
acı, sensiz olan her yerde
ağlarım kan düşer gözlerime
bir insan ateşte yürümeği öğrenebilirdi belki
ama ateşi kalbinde nasıl taşırdı
denizler mürekkep, ormanlar kalem olsa
aşkın dirarını görmeden nasıl çizebilirdi
bu saatten sonra
kurşun ile ölür İsa
zaman dolunca
gözyaşlarıyla ıslansa bile gonca
nasıl solarsa
tek yol varmış aslında
kalbimin miracıyken adın
ne de uzaksın
dokunsam kaybolacak
hayal gibisin
geceler boyu gördüğüm
ardı sıra yürüdüğüm
daha bir bebek ürkekliğiyle seviyorum seni
henüz öğrenmiş değilim
görünmeyenlerin yok olmadığını
ve yok olmayacağını benden uzaktakilerin
seni görmediğinde gözlerim
küçülüp kalıyorum kocaman dünyanın içinde
ah ne garip bir vedaydı
bir hain kurşun kalbime dokunmuştu
Allah benimleydi
kader beni seçmişti
yine de bir hüzün vardı
cennete giderken ruhum
ışığın söndürür gecemi
bilmem ki nesin
aydan bir parça
ya da güneşten bir alev misin
ardın sıra yürüyor ayaklarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!